“Ayağını Sıcak Tut, Başını Serin” Sünnetmidir Yoksa Atasözümü?

“Ayağını Sıcak Tut, Başını Serin” Sünnetmidir Yoksa Atasözümü?

Ayağını sıcak tut başını serin deyimi, ya da Türk atasözü, bazılarınca yanlış, bazılarınca Doğru bir söz olaraktan irdeleniyor.

Bu atalarca test edilmiş, ve bu söze varılmış bir söz ki, o Atalar, yani eski çağda kalmış, atalar değil sadece, Anunaküleri o piramitleri nasıl yaptıklarını, yine mu kıtasını, agartayı düşündüğümüz zaman, onların da, bizim teknolojik seviyemize ulaştıklarını, anlayabiliriz, ve onlar da öyle cahil insanlar değildi, cahil insanların sözü değil bu sözler.

şimdi bu meseleyi biraz açıklığa kavuşturursak

Peygamberimizin Arabistan gibi sıcak bir ülkede, yün takke giydiğini düşündüğümüz zaman, insan garipsiyor, ve yün öyle bir doku ki, yazın serin, kışın sıcak tutuyor, bunu Muhammed O günkü fizik ve Kimya ve biyoloji bilgisi ile nereden biliyordu, Aynen taş binalar da, duvarları taştan olan binalarda, odanın içini bir defa ısıttığın zaman, kışın sıcaklığı dışarı salmadığı için, sıcak kalıyor, Yazın da dışarısının sıcağını içeri almadığı için, serin kalıyor, bugün bunun için, İzocam diye, taşı parçalayıp toz haline getirmişler, veya kumu, yani kum cam demek, camın ana yapısı, Öyle olunca izocam, yani cam tozu, yani kum tozu ya da taş tozu, iki çeşit zaten İzocam var, bir cam parçacıklarından yapılan, bir de taş parçacıklarından yapılan, aslında ikisi de aynı, camın ana yapısıda zaten kumtaş  da aynı görevi yapıyor, bugün çatıyı İzocam la kaplatmak demek, işte ısı kaybına engel oluyor, Aynen taş binaların fonksiyonu gibi.

şimdi biraz geri dönelim konumuza, başı Serin ayağı sıcak tutmak

Bundan önceki haftalarda yaptığımız sohbette demiştik ki, kar yağması için, ya da yağmur yağması için, Aynen Çaydanlıktaki suyun kaynadığı zaman, buharın kapağı atacak derecede yükselmesi, Hatta çaydanlığı ve kapağını Fırlatması atmasına neden oluyor, çünkü suyun içindeki genleşen hava, buharlaşıp, buhar gücüyle, kapağı yukarı kaldırıyor, ve Aynen alkollü termometrelerde de, o kırmızı sıvı, sıcaklık yükselince yukarı çıkıyor, bize dereceyi gösteriyor, Soğuyunca O kırmızı gösterge Aşağı iniyor, bu bize neyi anlatır, bizim vücudumuzdaki kırmızı Sıvı ne, kan, ve tansiyon yükseldi ne demek, yani motor hararet yaptı, sıcaklıktan kanı kaynattı, kan da kaynayınca tepenin attı, sinirlendin, yaz günü sinirlenen çok olur, sıcaktan, Bir de Ramazan’da, neden Tepesi atmıştır adamın Çaydanlığın kapağı atmış, Çaydanlığın kapağı neden atıyor, kaynadığından, Peygamberimiz ne demiş, sinirlenmek şeytandandır, şeytan cehennemin hatibi diyor zaten, Kur’an’da kendisini Allah’ın ateşten yarattığını, ve insanı topraktan yarattığını, O yüzden ateşin topraktan üstün olduğunu söylüyor, o zaman hiddetlenmek şeytandandır demiş peygamberimiz, işte bir hiddetlenince, bir de vücudumuz yani Kalbimiz hararet yapıp, motor su kaynatınca, yani vücudun suyu, esas Suyu, Kan sıvısıdır, işte kalpte hararet yapınca, aynı termometredeki kırmızı sıvının yükselmesi gibi, kan beynine vuruyor, beyine vurunca, işte aklı dumura uğratıyor, işte sinirlenme ve benzeri yine şeytanın ahlakı olan hiddetlenme de, aynı şekilde Kanı tepeye fırlatıyor, ve tansiyon çıkıyor, yükseliyor, O yüzden, Peygamberimiz demiş ki, hiddetlendiğiniz zaman, ayaktaysanız oturun, oturuyorsunuz yatın, veyahut gidin güzelce abdest alın, hiddetiniz geçer demiş, Bunu Peygamberimiz nereden biliyordu ki, Allah bildirmiş olmasa, bunu bir kitapta mı okudu, Hayır, Allah ona ilham etti, ve kalbine doğdu bildi. işte Su, soğuk su, O termometredeki kırmızı sıvının alt tarafını soğuttuğumuz Zaman, birden o göstergedeki yükselen kırmızı sıvı, aşağı inmeye başlayacaktır. işte o yüzden, Peygamberimiz de galiba demiş

“Hamamdan çıkarken ayakları soğuk su ile yıkamak baş ağrısını giderir.”

(Ebu Nuaym; Muhtârü’l-Ehâdîs, s.101)

banyodan çıkmadan önce ayaklara soğuk su dökmek ne yapıyor, Aynen o Termometrenin altındaki, topurcuk kısmındaki, kırmızı sıvıyı alttan soğutunca, yükselmiş tavan yapmış kırmızı sıvı,  senmeye başlıyor, inmeye başlıyor, yani derece düşüyor, Hani kaynayan Çaydanlığın içine soğuk su dökerseniz, kaynaması biterse, buhar azaldığı için, kaynama Olmadığı için, yani kaynama durduğu için, kapak atmaz, yani tansiyon çıkmaz, yaz gününde insanların sinirli olması, sıcaklık sebebiyle, ve tansiyonun yükselmesi sebebiyle, yine açlık sebebiyle tansiyon yükselmesi vardır, yine bir de şeytanın hiddetlendirmesi, sinirlendirmesi sebebiyle tansiyon yükselmesi vardır.

Takke Öyle Bir Şey ki, yazın Serinlemek için kullanırız, başımıza güneşten sıcak geçmesin diye korumak için giyeriz, kışın da soğuktan üşümemek için yine şapka giyeriz, yani Multi fonksiyon.

Yani hem yaz hem kış, Aynen bunu uniseks gibi bir şey, hem erkek hem dişi deniyor ya, Bu da Multi fonksiyon hem yaz hem kış.

işte Muhammed Yaz Günü çölde, neden yün takke giyiyor, Güneşin sıcaklığı, Vücuttaki kanı kaynatıp da, tepem atmasın diye, hemde sinirlenmeyeyim, hem de Tansiyonum çıkıp, Allah korusun beyin kanaması olmasın diye, Hani Çaydanlığın Tepesi Attı mıyd,ı kapağı fırlatıp atıyor, tansiyonun çıktığı zaman, beyin kanaması, çaydanlık kapağı attı demek, işte yazın yün takke giymek, kışın yine yün takke giymek, kışın üşümemek için, Yazın da sıcaktan tansiyonun çıkmaması, ve başının zarar görmemesi için, takke, yün takke.

Gelelim ayakları sıcak tutma meselesine
Ayakların üşüdüğü zaman, ta bu üşüme, bağırsaklarına kadar uzanır, ve Bağırsaklarında gaz meydana getiriyor, abdestini tutamazsın. Ama bu kış günü için geçerli, kış günü Ayaklarını sıcak tutman lazım. yazın ayaklarını yün çorap giyersin, Yani yine aynı şekilde fakat, mayasıl denen bir hastalık meydana gelir, ayak parmakların arası yara olur, yün takke ve yün çorap aynı şekilde yazın ve kışın iyidir. fakat yazın bir yan tesiri olur, mayasır denilen, parmak aralarında yara meydana getirir, hava almadığı için, ama aynı fonksiyon, yazın serin tutmak, kışın sıcak tutmak için, yün iyidir. ve yazın banyodan çıkmadan önce, vücudun  banyo ettiğin zaman,  sıcak suyla  vücudunu, sıcak bir zamanda, daha da ısıttığın için, kanda ısınıp, tepen atma tehlikesi, yani tansiyonunun çıkma tehlikesi meydana gelir, ve banyoda düşüp bayılabilirsin, beyin kanaması geçirebilirsin, tehlikeli, O yüzden yazın sıcak suyla banyo yaptığın zaman, çıkmadan önce dizden aşağılara Soğuk su dökmek, Musluktan Akan soğuk sudan dökünmek, aynı termometredeki, alttaki tomurcuk kısmı soğutup, yükselen göstergedeki, kırmızı sıvının, aşağı sönmesi gibi, tansiyonun tependen biraz aşağı iner, kaynama durur, ayaklar O yüzden bu atasözünde ki gibi serin tutulmalı, ama ne zaman, tansiyonun çıkma tehlikesi olduğu zaman, ben buna yazın yapınca ismine “avustralya’yı soğutmak” deyimi koydum, ben bu usule. hani biz kuzeyde olduğumuz için, Avustralya altta, ve dizden aşağıya su dökmek, avustralyeyi soğutmak, bu ne için geçerli ,Biz Mevsim tarikatıyız, ve mevsim tarikatındaki müntessiplerimiz, raşidii tarikatındaki müntesiplerimiz, yazları, diziden aşağıya, banyoda soğuk su dökünmeli, Bunun sebebi de avustralya’yı soğutmak dedik. gerçekten de Avustralya da, bizde yaz iken oralarda kış olduğu için, soğuması lazım (Vahdeti vücut Meselesi) serin olması lazım, Avustralya veya Brezilya veya Afrika ve alt kısmı, Ama bu Sadece yazları, ve dedik işte kar yağması içinde, Hani bu Avusturya’da Wienachten den önce, vaynak man yani Nicolas çorabı vardır, tek çorabın içine fıstık fındık koyarlar, ve o Nikolasın gününde Nikolas dağıtır, çikolata ve benzeri işte, o yün çorap giyme Mevsiminin geldiğini insanlara anlatmak için bir seramonidir, ama insanlık bunu unutmuş, demin dediğim gibi, biz de Soğuk iken, de aşağıdaki Kutup, yani Avustralya ve Brezilya sıcak olmalı ki, oradaki su kaynayınca, Çaydanlığın kaynayan suyu yukarı çıkacak, ve yukarıda da kapağı birden açınca, soğuyan, birden soğuyan su, yağmura ya da kara dönüşecek, bulutlar öyle Deniyor zaten, birden soğuduğu zaman kar, ve soğuk oluyor, yavaş yavaş soğursa yağmura dönüyor, yani o zaman kışın da işte, O mevsim geldiği zaman, yün çorap giymek, “avustralya’yı ısıtmak” veya ” çaydanlığı kaynatmak” deyimini kullanıyorum Ben bu konuda. çaydanlığı kaynatmak lazım ki, kar yağabilsin, yağmur yağabilsin.
Evet o yüzden bu atasözü atalarca deneyimlenmiş ve hakikat olan bir sözdür.
“ayağını sıcak, başını serin tut”
Bu ne zaman için geçerli, kış mevsimi için, yazın Ne yapmamız lazımmış, bizden aşağıyı tansiyon çıkmaması için, üşütmemiz soğutmamız lazımmış, ama üşüyen birisi, veya Tansiyonu düşmüş Birisi bunu yapmasın.
Yine bu deyimi yanlış anlayıp, başımı serin tutacaksın diye, klimanın altında başını tutarsan, menenjit olursun, beynin iltihaplanır, yani başını serin tut vakitsiz değil, vaktine göre. başını buzlukta klimada tut. ya da soğuk hava üfüren bir yerde dur değil. hasta olursun. onda da yanlış anlayanlar, işte aynen “kulak misafiri olmak” deyimini anlamayan birisinin, kulağa misafir mi gidilir, O bir deyim, kinaye ve benzetmedir, burada da başını serin tutmaktan kasıt, yani tansiyonun çıkmasın, ve bu Aynen bilgisayarda fazla işlem yaptığınız zaman, bilgisayarın Cipi yani Prosesörler, o altın iğnecikler ısınınca, “melting Gold” yani altının ergime noktası gibi sıcaklığa ulaşmaya başlayınca, altın eriyince, iletkenliği bozuluyor, Aynen beyninin tansiyonunun çıkması gibi, bilgisayarında beyni ısınınca, aklı dumura vuruyor, ve bilgisayar yavaşlıyor, ve yanma tehlikesi, O yüzden içine ekstra ventilatör koyarlar, bazı bilgisayarlarda, Cip ısındığı zaman Cipi soğutmak için, ventilatör üfürür, o yüzden işte, başı serin tut, Aynen bilgisayarın o altın çipini, yani Prosesörleri soğutmak gibidir, ısındığı zaman soğutmak gibidir, yoksa aklın dumura uğrar, kan beynine hücum ettiği için, aklın çalışmaz, ne demiş peygamberimiz, hiddetlenmek sinir şeytandandır ve aklı sinir örter demiş

“(O takva sahipleri) bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini tutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah da iyilik edenleri sever” buyurmuştur Rabbimiz.

(Âl-i İmran, 3/ 134)

Peygamberimiz’e gelerek kendisine öğüt vermesini isteyen bir adama Resulullah (s.a.s); “Öfkelenme!” demiş ve bu sözünü birkaç kere tekrarlamıştır

(Riyazü’s-Salihîn, I, 80)

Öfke anında Allah’a sığınmak ve öfkenin geçmesini istemek gerekir. Öfkeli birisini gören Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

“Ben bir kelime biliyorum ki, eğer şu adam o kelimeyi söylese muhakkak öfkesi geçer. O kelime: Eûzü billahi mineş-şeytânirracîm”, sözüdür”

(Müslim, Birr ve Sıla, 109)

Kibrinden dolayı öfkelenmek, kötüdür. İsa aleyhisselam öfkenin de kibirden ileri geldiğini bildiriyor. Hadis-i şerifte (Öfkelenmek imanı bozar) buyuruluyor.

(Beyheki)

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
([Eshab-ı kiram] kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidir.)

[Fetih 29]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Ümmetimin hayırlısı demir gibi sert, dayanıklı olandır.)

[Beyheki]

(Hiddet ümmetimin seçkinlerine [iyilerine] gelen bir haslettir.)

[Taberani]

(Amellerin, ibadetlerin en kıymetlisi, Hubb-i fillah ve Buğd-ı fillahtır.)

[İ.Ahmed]

[Hubb-i fillah Allah için sevmek, buğd-ı fillah, Allah için buğzetmek, dargın durmak demektir.]


Allahü teâlâ, öfkesini yeneni övmekte, fakat hiç öfkelenmeyeni övmemektedir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yiğitlik, pehlivanlık hasmını yenen değil, öfkesini yenendir.)

[Buhari]

Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:

“Kuvvetli ve kahraman pehlivan, herkesi yenen kimse değildir. Kuvvetli ve kahraman pehlivan ancak öfke zamanında nefsine mâlik olan ve öfkesini yenen kimsedir”

(Müslim, Birr ve Sıla, 107)

Müslim’deki hadis-i şerifte, (Ben de insanım, diğer insanlar gibi kızarım) buyurdu. Fakat kızması onu haktan ayırmazdı. Öfkesini yener ve affederdi. Allahü teâlâ, iyileri şöyle övüyor:
(Onlar, bollukta ve darlıkta da infak eder, öfkelerini yener, insanları affederler.) [A.İmran 134]

İnsanlar, kızmak, öfkelenmek yönünden farklıdır. Tirmizi’deki hadis-i şerifte, (İnsanlar çeşitli mizaçtadır. Kimi geç kızar, öfkesi tez geçer. Kimi çabuk kızar, çabuk yatışır, bu ise kendisini telafi eder. Kimi de tez kızar geç yatışır. En iyisi, geç kızıp öfkesi çabuk geçendir. En kötüsü de, çabuk kızıp geç yatışandır) buyuruldu. Bir hadis-i şerifte de, (Mümin, tez kızar, tez barışır) buyuruldu. Fakat (Mümin hiç kızmaz) buyurulmadı.

Öfkeyi yenmenin fazileti ile ilgili hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Kim Allah rızası için öfkesini yenerse, Allahü teâlâ da ondan azabını def eder.)

[Taberani]

(Öfkesini yenen Cennete kavuşur.)

[Taberani]

(Öfkesini yeneni, Allahü teâlâ korur ve düşmanını ona boyun eğdirir.)

[Buhari]

(Öfke, şeytandandır. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Öfkelenince abdest alın!)

[Ebu Davud]

(Sinirlenen, ayakta ise otursun. Öfkesi geçmezse yan yatsın.)

[Ebu Davud]

evet bu meseleyi de bu şekilde anlatmış olalım.

Bu bir Karoglan Raşit Tunca sağlık makalesi

Raşit Tunca

Avusturya şiremiz ilçesi, 30 Ocak 2023

Author: RasitTunca

Bir yanıt yazın