Söz Orucu Nedir? islamda Söz Orucu Var mıdır? Tıb Oyunu Nedir  Nasıl Oynanır?

Söz Orucu Nedir? islamda Söz Orucu Var mıdır? Tıb Oyunu Nedir  Nasıl Oynanır?

SUS ORUCU


Bir makalede daha beraberiz
Bugünkü makalemiz sus orucu hakkında olacak

“Sus Orucu Nedir?”

Bunu biz Sandıklı/Başağaç yöresinde “tıp oyunu” olarak çocukken oynadığımız bir oyundu. Taa o eskiden gelen
gelenek, biz de çocuklara öğretilen bir oyun şeklinde kalmıştı. Tıp oyununda el aynı sus işareti yapan
hemşire gibi işaret parmağı dudaklarına götürülür tıp denir, ondan sonra oyun başlar, ve artık ondan
sonra konuşan oyunda yenilmiş olur, oynayanların konuşmaması lazımdır, gülmemesi lazımdır, eğer gülersen veya konuşursan oyundan çıkarsın, yenilirsin, kim konuşmadan uzun süre dayanabilir ise, oyunu o kazanır. Bize bu şekilde aktarılmış çocukken oynadığımız bir oyundu “tıp oyunu” yada “sus oyunu”.

Bu orucun “Sus Orucu” nun aslı Musevi ve isevi kaynaklarında mevcut olan bir oruçtur.

Hz. Zekeriya (as) ve Hz. Meryem’in susma orucudur Bu durum, Hz. Zekeriya’nın harikulade bir şekilde kendine bahş edilen çocuğun varlığının bir alameti olarak verilmiştir. Hz. Meryem’in susması ise, beşikteki bebek olan Hz. İsa (as)’ın konuşmasını sağlamaya yönelik bir ön hazırlıktır. (Meryem, 19/1-26; Al-i Imran 3/41)

كٓهيعٓصٓ

ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُۥ زَكَرِيَّآ إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُۥ نِدَآءً خَفِيًّا

وَزَكَرِيَّا إِذْ نَادَى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ

قَالَ رَبِّ إِنِّى وَهَنَ ٱلْعَظْمُ مِنِّى وَٱشْتَعَلَ ٱلرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيًّا

وَإِنِّى خِفْتُ ٱلْمَوَٰلِىَ مِن وَرَآءِى وَكَانَتِ ٱمْرَأَتِى عَاقِرًا فَهَبْ لِى مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا

يَرِثُنِى وَيَرِثُ مِنْ ءَالِ يَعْقُوبَ ۖ وَٱجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا

يَٰزَكَرِيَّآ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ ٱسْمُهُۥ يَحْيَىٰ لَمْ نَجْعَل لَّهُۥ مِن قَبْلُ سَمِيًّا

قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِى غُلَٰمٌ وَكَانَتِ ٱمْرَأَتِى عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ ٱلْكِبَرِ عِتِيًّا

قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَىَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِن قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْـًٔا

قَالَ رَبِّ ٱجْعَل لِّىٓ ءَايَةً ۚ قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَ لَيَالٍ سَوِيًّا

فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوْمِهِۦ مِنَ ٱلْمِحْرَابِ فَأَوْحَىٰٓ إِلَيْهِمْ أَن سَبِّحُوا۟ بُكْرَةً وَعَشِيًّا

…….Hz. Yahya’nın doğacağı müjdesini alan Hz. Zekeriyya, “Ey Rabbim, bana bir ayet ver, dedi. Allah, ‘senin ayetin tam üç gece insanlarla konuşmamandır’ buyurdu. Bunun üzerine mabetteki mihrab denilen hücreden kavminin karşısına çıktı ve “sabah akşam teşbih edin” anlamında işaretle konuştu.”

Meryem Suresi  1 den 11. Ayete kadar 11 dahil

ve birde Enbiya Suresi 89. Ayet


ve allah’ın bize bahşetmiş olduğu ağız işte hem yemek için kullandığımız bir organımız hem de
konuşmak için kullandığımız bir organımız derler ki Cennete gitmek dilersen “Eline, beline, diline, sahip ol”

Peygamberimiz buyurdular ki :

“Şu altı şeye söz verin, ben de size Cennete gireceğinize söz vereyim:
1- Dilinize sahip olun [elfaz-ı küfür, yalan, gıybet, lanet, malayani gibi.]
2- Sözünüzden dönmeyin.
3- Emanete hıyanet etmeyin.
4- Gözünüze sahip olun. [Harama bakmayın]
5- Elinize sahip olun. [Haram işlemeyin, haram tutmayın]
6- Fercinize hakim olun.”

(Hâkim)

peygamber efendimiz hadisi şeriflerinde

“sen eline, diline, beline sahip olmaya söz ver, bana yardım et, ben de senin cennetine girmene yardımcı olan ya da söz
vereyim” demiş

Yani işte dil bütün belaların başlangıcı diye tarif edilir ağızdan çıkan söz her şeye mal olabilir güzel şeylerde oluşabilir, yahut da başına kötü şeyler de o sözler yüzünden gelebilir, o yüzden diline sahib ol.

işte Musevi dininde dil nimetine Allah’a şükür niye niyetiyle söz orucu yani susma orucu denilen yani gün boyu hiç konuşmamak şeklinde bir oruç tutmak sünneti vardır ya da farzı onlarda farz hükmünde.

Ve bu oruç kuranda Zekeriya aleyhisselam ve hazreti isa’nın annesi Meryem aleyhisselamın her ikisinin de
söz orucu tuttukları kuran’da ayetler ile beyan edilmiştir.

Hz Zekeriya’nın orucu yukardaki eyette yer alıyor, Hz Merem’in ki ise

وَٱذْكُرْ فِى ٱلْكِتَٰبِ مَرْيَمَ إِذِ ٱنتَبَذَتْ مِنْ أَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّا
فَٱتَّخَذَتْ مِن دُونِهِمْ حِجَابًا فَأَرْسَلْنَآ إِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرًا سَوِيًّا
قَالَتْ إِنِّىٓ أَعُوذُ بِٱلرَّحْمَٰنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيًّا
قَالَ إِنَّمَآ أَنَا۠ رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَٰمًا زَكِيًّا
قَالَتْ أَنَّىٰ يَكُونُ لِى غُلَٰمٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِى بَشَرٌ وَلَمْ أَكُ بَغِيًّا
قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَىَّ هَيِّنٌ ۖ وَلِنَجْعَلَهُۥٓ ءَايَةً لِّلنَّاسِ وَرَحْمَةً مِّنَّا ۚ وَكَانَ أَمْرًا مَّقْضِيًّا
فَحَمَلَتْهُ فَٱنتَبَذَتْ بِهِۦ مَكَانًا قَصِيًّا
فَأَجَآءَهَا ٱلْمَخَاضُ إِلَىٰ جِذْعِ ٱلنَّخْلَةِ قَالَتْ يَٰلَيْتَنِى مِتُّ قَبْلَ هَٰذَا وَكُنتُ نَسْيًا مَّنسِيًّا
فَنَادَىٰهَا مِن تَحْتِهَآ أَلَّا تَحْزَنِى قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِيًّا
وَهُزِّىٓ إِلَيْكِ بِجِذْعِ ٱلنَّخْلَةِ تُسَٰقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّ
فَكُلِى وَٱشْرَبِى وَقَرِّى عَيْنًا ۖ فَإِمَّا تَرَيِنَّ مِنَ ٱلْبَشَرِ أَحَدًا فَقُولِىٓ إِنِّى نَذَرْتُ لِلرَّحْمَٰنِ صَوْمًا فَلَنْ أُكَلِّمَ ٱلْيَوْمَ إِنسِيًّا
فَأَتَتْ بِهِۦ قَوْمَهَا تَحْمِلُهُۥ ۖ قَالُوا۟ يَٰمَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْـًٔا فَرِيًّا
يَٰٓأُخْتَ هَٰرُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ ٱمْرَأَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ أُمُّكِ بَغِيًّا
فَأَشَارَتْ إِلَيْهِ ۖ قَالُوا۟ كَيْفَ نُكَلِّمُ مَن كَانَ فِى ٱلْمَهْدِ صَبِيًّا
قَالَ إِنِّى عَبْدُ ٱللَّهِ ءَاتَىٰنِىَ ٱلْكِتَٰبَ وَجَعَلَنِى نَبِيًّا
وَجَعَلَنِى مُبَارَكًا أَيْنَ مَا كُنتُ وَأَوْصَٰنِى بِٱلصَّلَوٰةِ وَٱلزَّكَوٰةِ مَا دُمْتُ حَيًّا
وَبَرًّۢا بِوَٰلِدَتِى وَلَمْ يَجْعَلْنِى جَبَّارًا شَقِيًّا
وَٱلسَّلَٰمُ عَلَىَّ يَوْمَ وُلِدتُّ وَيَوْمَ أَمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا
ذَٰلِكَ عِيسَى ٱبْنُ مَرْيَمَ ۚ قَوْلَ ٱلْحَقِّ ٱلَّذِى فِيهِ يَمْتَرُونَ



وَرَسُولًا اِلٰى بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اَنّ۪ي قَدْ جِئْتُكُمْ بِاٰيَةٍ مِنْ رَبِّكُمْۙ اَنّ۪ٓي اَخْلُقُ لَكُمْ مِنَ الطّ۪ينِ كَهَيْـَٔةِ الطَّيْرِ فَاَنْفُخُ ف۪يهِ فَيَكُونُ طَيْرًا بِاِذْنِ اللّٰهِۚ وَاُبْرِئُ الْاَكْمَهَ وَالْاَبْرَصَ وَاُحْيِ الْمَوْتٰى بِاِذْنِ اللّٰهِۚ وَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا تَأْكُلُونَ وَمَا تَدَّخِرُونَۙ ف۪ي بُيُوتِكُمْۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَۚ


(16-17) (Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
(16-17) (Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
Meryem, “Senden, Rahmân’a sığınırım. Eğer Allah’tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)” dedi.
Cebrail, “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi.
Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.
Cebrail, “Evet, öyle. Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu, zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir” dedi.
Böylece Meryem, çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi.
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi.
Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: “Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı.”
“Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün.”
“Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de.

Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!”
“Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.”
Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler.
Bebek şöyle konuştu: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı.”
“Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti.”
“Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.”
“Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).”
Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur.

Meryem  Suresi 16 dan 34. ayete kadar 34 Dahil

Allah, onu İsrailoğullarına bir Peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara şöyle diyecek): “Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer mü’minler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır.”

Âl-i İmrân Suresi 49. Ayet


ve işte Zekeriya aleyhisselam yaşlanmış karısı da kısırmış ve çocukları olmuyor ve görevi bırakabilecek
peygamberlik görevini bırakabilecek bir mirasçısı yok, yetiştirmemiş kimseyi de, vıykamaya başlamış :

رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ


“Allah’ım ardımda mirasımı bırakabileceğim kimse kalmadı”



ondan sonra da Allahu teala’dan hayırlı bir evlat vermesi için dua eder


وَإِنِّى خِفْتُ ٱلْمَوَٰلِىَ مِن وَرَآءِى وَكَانَتِ ٱمْرَأَتِى عَاقِرًا فَهَبْ لِى مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا


رَبِّ هَبْ لِي مِن لَّدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً

ve Allahu teala duasını kabul
eder ve onu Yahya ile müjdeleyicisi olan melekleri  O’na gönderir melekler O’na


    Yâ zekeriyyâ innâ nubeşşiruke bi gulâminismuhu yahyâ lem nec’al lehu min kablu semiyyâ(semiyyen).
    يَٰزَكَرِيَّآ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ ٱسْمُهُۥ يَحْيَىٰ لَمْ نَجْعَل لَّهُۥ مِن قَبْلُ سَمِيًّا
    (Allah, şöyle dedi:) “Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik.”

    Kâle rabbî ennâ yekûnu lî gulâmun ve kânetimreetî âkıran ve kad belagtu minel kiberi ıtiyyâ(ıtiyyen).
    قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِى غُلَٰمٌ وَكَانَتِ ٱمْرَأَتِى عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ ٱلْكِبَرِ عِتِيًّا
    Zekeriyya, “Rabbim!” “Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?” dedi.

    Kâle kezâlik(kezâlike), kâle rabbuke huve aleyye heyyinun ve kad halaktuke min kablu ve lem teku şey’â(şey’en).
    قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَىَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِن قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْـًٔا
    (Vahiy meleği) dedi ki: Evet, öyle. (Ancak) Rabbin diyor ki: “Bu, bana göre kolaydır. Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım.”

    Kâle rabbic’al lî âyeh(âyeten), kâle âyetuke ellâ tukellimen nâse selâse leyâlin seviyyâ(seviyyen).
    قَالَ رَبِّ ٱجْعَل لِّىٓ ءَايَةً ۚ قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَ لَيَالٍ سَوِيًّا
    Zekeriyya, “Rabbim, öyleyse bana (çocuğumun olacağına) bir işaret ver”, dedi. Allah da, “Senin işaretin, sapasağlam olduğun hâlde insanlarla (üç gün) üç gece konuşamamandır” dedi.

bunu duyan Zekeriya aleyhisselam bunun alameti nedir deyince melekler der ki senin bunu 3
gün kimseye söylememen yani dilin tutulacak konuşmayacaksın babında söylerler aslında bu yani bir
nevi bir olay gördün fakat olayı söylememen yani gizlemen sana söyleniyor, tembih ediliyor, söylersen tılsım bozulacak,
sihirli şamdan düşüp kırılacak, o yüzden senin sihirli şamdanı düşürmemek için hiç hareket
etmemen hiç konuşmamın sesini çıkarmaman lazım ve bu olay üstüne Zekeriya aleyhisselam 3 gün
halkın içinden sesi çıkmadan dolaşıyor konuşamıyor.  Bu olay yine Abdülkadir Geylâni de de, o nefsini aramaya
çıktığında, altı ay yemeden içmeden dağ taş dolaşmıs, ve halkın içine geri geldiğinde 3 gün kimseyle konuşamıyor o da aynı şekilde söz orucuna mecbur ediliyor, yani nefsin ne olduğunu görmüş fakat halka bunu söylemesi engelleniyor.
Mucize kerametler gösterilmiş fakat onun insanlara anlatılmasını tehlikeli gördüklerini anlatmaması
için diline sus verilmiş. Yani biraz düşün de konuş demek gibi bir şey, yani biraz düşün ilerisi
için ne olur, konuşursan neler olur, konuşmazsan ne olur, bak da öyle konuş demek gibi bir durum.

öyle olunca işte 90 yaşındaki Zekeriya aleyhisselamın Yahya isminde çocuğu olur, yani kısır kadından bir çocuk, peki
kısır kadın nasıl tedavi edildi, ve kısır kadının nasıl çocuğu oldu, suç kimdeydi Zekeriya mı kısırdı
yoksa karısı mı kısırdı? ve bu tedavi nasıl yapıldı. işte burada yine isa’yı müjdeleyen kutsal ruh
görevde, kutsal ruhtan olma bir çocuk, ismi de Yahya yani defalarca dirilen demek, defalarca hayata gelen ve
Zekeriya aleyhisselam işte hazreti yahya’yı büyüttüklerinde, sonunda hazreti meryem’in de hamile
kalması sonucu ve çocuğu doğurduktan sonra hazreti meryem’in de yine aynı şekilde o kutsal ruh
tarafından söz orucuna, yani bunu nasıl olduğunu söylememeye yemin ettirilmesi, ya da susturulması
ve Meryem annemizin yine, çocuğu doğurduktan sonra dağdan inip geldikten sonra Yahudi halkının
onu kınamaları ve kuran’da geçmekte olduğu gibi senin annen affedersiniz (:::) değildi senin
baban da kötü birisi değildi, sen bu çocuğu nereden aldın, diyerekten O’na affedersiniz kahpelik ile
iftira etmişler, ve Meryem annemize sus gelmiş,  orada işte susması emredilmiş
konuşma ki başın belaya girmesin emredilmiş, bunun üstüne Meryem annemiz beşikteki çocukla konuşun diye işaret ediyor o gün beşik yok zaten, kucağındaki çocuğu gösteriyor,  ben söz oruçluyum, ben konuşamam O’na sorun diye çocuğu gösteriyor isa efendimizi Allah dillendiriyor ve isa efendimiz konuşmaya başlıyor ben allah’ın peygamberinin işte çamurdan kuş
yaparım o’na üflerim uçar, alaca gözlünün gözlerini açarım, ölüleri diriltirim, diye anlatılan ayeti kerime nazil
oluyor ve isa efendimiz konuşuyor ileride peygamber olacağını ve mucizelerinin de şunlar şunlar
alacağını ve bu şekilde bir mucize keramet gösteriliyor ki Meryem annemizin ödülü, yani orucunu
bozmaması sebebiyle konuşmaması sebebiyle Allah o belayı kaldırıyor, üstündeki belayı kaldırıyor, fakat
Zekeriya ile Yahya aleyhisselam daki durum ise işte ondan sonra yine bu Museviler bu mucizeye kanmayıp, bu
iddialarına devam ediyorlar, Meryem annemizi affedersiniz kötü kadın atfetme olayına devam
ediyorlar, işte Meryem Meryem’imiz kutsal Meryem’imiz mescitte yalnızdı onun yanına bir Zekeriya
giriyordu olsa olsa bu çocuğun babası Zekeriya olur bu nasıl peygamberdir diye
onu da zina ile iftira edip, bunun üstüne Zekeriya aleyhisselamı arıyorlar Zekeriya kaçıyor,  aramaya koyuluyorlar, Zekeriya
aleyhisselam kaçarken işte bir söğüt’ün içine saklanıyor, ve orada o gün o da söz orucuna niyet
ettirilmiş, ve söğüdün için de Allahu teâlâ’dan emir geliyor ‘GIK’ bile demeyeceksin, dersen bütün
peygamberliğin, ömrün, hepsi, seyri sülüğün yanar diye emir geliyor, ve söğüdün içinde Zekeriya
aleyhisselamı kıtır kıtır doğruyorlar, gıkını çıkarmıyor, yani söz orucu öyle bir şey, kesseler bile gıkın
çıkmayacak, öyle bir oruç, o kadar zor bir oruç, iğne dürtseler gık demeyeceksin yani ses çıkarmayacaksın, hani
hastanelerde resim vardı ya, parmakları dudağında sus yapan hemşire resmi, aynı o gibi şii sus
sesini çıkarma, o yüzden işte sus orucu bu oruç bazen ödül ile ödüllendirilir tutabilene, işte Zekeriya
ile karısı kısır oldukları için, 90 yaşındaki bir kadın eğer çocuk yapmak dilerse, bu neyi gösteriyor
onların yıldızı işte dıştan dönen geçişken elektron halley yıldızı bir turunu 83 senede ya da 90 senede
atan bir comet deniyor, yani taş şeklinde tarif ediyorlar, hâlbuki taş değil, geçişken elektron işte, onun
grubundan olan kimselerin uzun süre çocukları olmaz, ve işte bunların çocukları da işte ancak bir
mucizevi keramet yoluyla meydana gelirse de işte onlara emir edilen şey bunu nasıl olduğunu kimseye
açıklamamaları, 3 gün konuşmamaları emredilir,  sus orucunu başarabilirse işte bir Yahya onlara ödül
olur, yani 83 senede bir yeni halley doğar, yani Ramazan yıldızı demektir, bu Ramazan, yani Ramazan
ayı, galaksiyi dönüp gelmesi, bizim dünyamızın senesiyle 83 senede bir turunu dönüp gelir, yani yeni
bir tura 83 senede bir döner, bu takriben 83 senedir, işte bizim bildiğimiz kadarıyla Zekeriya ile karısı
90 yaşındalardı, 83 küsür ya da 90 senede, yani bu da bazı kimseler, o hani burçlar deniyor ya, on iki
burç var, herkes hangi ayda doğduysa o burçtan diye tarif ediliyor ya, işte bu 13. burçta
halley yıldızının burcudur ki, o takım yıldızına ait olan kimseler, kısır olurlar, fakat bunların tedavisi
mümkün, ve çocukları olabilir, fakat neydi her 90 senede bir tane Yahya dünyaya gelir, ya da Zekeriya
dünyaya gelir, yada Elana dünyaya gelir,  işte o burçtan olan kimseleri allah’ın mucize ve keramet ile bunları
tedavi ettiği, yani Ramazan yıldızı galaxy’nin geçişken yıldızı, yani homojen yapıyı sağlamak için
elektronlardan, hani deniyor ya su mesela 2 hidrojen bir oksijen, burada işte o aradaki geçişken
elektron, 2 atomun birbirine bağlantısını sağlayan, bir o yanına geçip, bu yana geçmesi sebebiyle,
bağlantıyı sağlayan, homojen yapıyı sağlayan elektron, işte bizim diğer galaksilere ya da diğer
hücrelerle bağlantımızı sağlayan o elektronumuzda, sistemimiz yani ana vahdeti vücuttaki yapısında geçişken
elektron, o homojen yapıyı sağlayan elektronumuz işte halley kuyruklu yıldızı, ve o gruba mensup
olan kimseler ve bunların işte dediğimiz gibi tedavisi de ancak kutsal ruh yahut da isa
kolundan birileri tarafından yapılır, ve onlara da olayın nasıl olduğunu kimseye söylemeleri emredilir,
ve bunu anlatan söyleyen orucu bozmuştur, ve onlara çocuk ikram edilmez sus orucu yani işte gizli sır

Bu nedenle dilini yerinde kullanması, gerektiği durumlarda dilini tutması öğütlenmiştir. Hz. Ali (RA)’ın,

“Sırrın senin esirindir, onu konuşursan sen onun esiri olursun!”  Hz. Ali (RA)

Bu konuda hadisler

(Dilini ve fercini [ırzını, namusunu] koruyan Müslümana Cenneti söz veriyorum.) [Buhari]

(Arefe günü eline, diline, gözüne ve kulağına sahip olanın günahları affolur.) [Hatib]

(İnsanlar dilinden ve elinden salim olmadıkça [kâmil] mümin olamazsın.) [Askerî]

(Hasetçinin hasedi eline ve diline çıkmadıkça zarar vermez.) [Ebu Nuaym]

(Eli ihsanlı, dili dürüst, kalbi temiz, boğazına ve fercine [namusuna] sahip olan ilimde rasih olur.) [Taberani]

(Allahü teâlâ bana şöyle vahyetti: Benim mescitlerime ancak, selim kalble, sadık dil ile, temiz el ile, temiz ferclerle girsinler.)[Hâkim]


Susma orucu, Peygamberimizin (ASV) şeriatinde bir ibadet olarak yer almamıştır. Fakat Kur’an ayetlerinde yer aldığı ve bize de öğüt verdiği dikkate alınırsa bu oruca bazen ihtiyaç olabileceği görülür

Susma orucu sebebi ise melek ya da kutsal ruh tedavisi

Bu bir karoglan Raşit Tunca makalesi dir

Avusturya şiremiz ilçesi 13 Haziran 2023

Author: RasitTunca

Bir yanıt yazın