Receb Ayının Faziletleri

Receb Ayının Faziletleri

Allah’ın ayı olarak nitelendirilen Receb ayının faziletleri nelerdir?

Ebû Saîd el-Hudrî -radıyallahu anh- Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in şöyle buyurduğunu anlatmıştır:

“Allah Teâlâ katında ayların sayısı on ikidir. Gökleri ve yeri yarattığı günden beri, Allâh’ın kitabında bu böyledir. Bu aylardan dört tanesi haram (hürmetli) aylardır. Biri Allâh’ın esam ayı denilen Receb’tir… Diğer üç tanesi peşpeşe olup, şunlardır: Zilkade, Zilhicce ve Muharrem… Ancak, Receb Allâh’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır ve Ramazan da ümmetimin ayıdır.”
RECEB AYINDA ORUÇ TUTMANIN SEVABI

Kim Receb ayında inanarak ve sevâbını Allah’dan bekleyerek, bir gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ’nın büyük rızâsına hak kazanır. Firdevs Cenneti’nin en üst katına yerleşir.

Ondan (Receb’ten) iki gün oruç tutana, iki kat mükâfât verilir ve her katın ağırlığı dünya dağları gibidir.

Kim Receb ayından, üç gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ onunla cehennem arasına bir hendek açar ki uzunluğu bir senelik yoldur.

Bir kimse Receb’ten dört gün oruç tutarsa, delirmek, cüzzam ve baras hastalıkları belâlarından ve Mesîhü’d-deccâl fitnesinden de kurtulur.

Receb ayında beş gün oruç tutan kimse, kabir azâbından emîn olur, korunur.

Bir kimse Receb ayında altı gün oruç tutarsa, kıyâmet günü kabrinden kalkarken yüzü, on dördüncü gecedeki aydan daha parlak (nûrlu) olarak kalkar.

Bir kimse Receb ayında yedi gün oruç tutarsa -Cehennem’in yedi kapısı vardır- Allah Teâlâ, Recebin günlerinden her birinin orucu sebebiyle cehennemin kapılarından birini kapar. Bütün kapılar kapanmış olur.

Kim, Receb ayında sekiz gün oruç tutarsa -Cennetin sekiz kapısı vardır- her günü için Allah Teâlâ, cennet kapılarından birini açar.

Dokuz gün oruç tutan kimse, kabrinden kalkarken “Eşhedü enlâ ilâhe illallâh!” diyerek kalkar ve yüzü cennetten başka bir tarafa döndürülmez.

Bir kimse, Receb ayında on gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ onun için Sırat köprüsünde her gece üzerinde istirahat edeceği bir yatak serer.

Bir kimse Receb ayında on bir gün oruç tutarsa, kıyâmet günü ondan daha fazîletli biri görülmez. Meğer ki onun kadar veya daha fazla oruç tutmuş ola!..

Kim, Receb ayında oniki gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ ona kıyâmet günü iki hulle giydirir. Bir hulle(nin kıymeti), dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.

Kim, Receb’te on üç gün oruç tutarsa, Kıyâmet günü insanlar çok sıkıntıda iken arşın gölgesinde ona bir sofra kurulur ve o, o sofradan yer.

Bir kimse, Receb ayında ondört gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ ona hiçbir gözün görmediği, kulağın duymadığı, bir beşerin kalbinden geçmeyen ihsânlarda bulunur.

Bir kimse bu ayda, onbeş gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ kıyâmet gününde onu güvende olan kimselerin durduğu yerde bulundurur. Onun yanından geçen mukarreb melek veya Nebiyy-i mürsel ona şöyle der: -Ne mutlu sana!.. Sen emîn kimselerdensin… (bir başka rivâyette, onbeş günden fazla tutan için denilmiştir ki:)

“Bir kimse Receb’ten onaltı gün oruç tutsa, Allah Teâlâ’yı ilk ziyâret edenlerden olur. O’na nâzır ve O’nun kelâmını ilk işitenlerden olur.

Bir kişi Receb ayında onyedi gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ, Sırat’ın her mil mesâfesinde istirahat edeceği bir yeri o kimse için hazırlatır ve o kimse orada istirahat eder.

Her kim Receb’te onsekiz gün oruç tutsa, İbrâhim Aleyhisselâm’ın köşküne yakın bir köşke alınır. Kezâ bu ayda ondokuz gün oruç tutan kim se için Hak Teâlâ cennette İbrâhim ve Âdem Aleyhimüsselâm’ın sarayları karşısına bir saray binâ eder. O, o iki zâta selâm verir, onlar da ona selam verir, alırlar.

Receb ayından yirmi gün oruç tutan kimseye semâdan bir seslenici.

-Ey Allâh’ın kulu, Allah Teâlâ senin geçmiş günahlarını bağışladı. Kalan ömrün için iyi ameller işlemeye bak, diye seslenir.” (Gunye 1/175-176)

Receb Ayinin Faziletleri

«Receb» kelime olarak «tercib» mastarindan türemistir ki tazim ve hürmet mânâsina gelir. Bu ayda tevbe edenlere rahmet yagdigi ve ibadet isleyenlere nûr indigi için bu aya «Asap» adi da verilir. Bu ayda savasma egilimi duyulmadigindan dolayi onun bir diger adi da «Esam» dir.

Ileri sürüldügüne göre, Receb, suyu sütten ak, baldan tatli ve buzdan soguk bir cennet nehrinin adidir. Bu sudan sâdece Receb Ayi\’nda oruç tutanlar içebilir.

Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

«? Receb, Allah\’in, Saban benim ve Ramazan da Ümmetimin ayidir.»


Hikmet ehli der ki: «Receb kelimesi üç harften ibarettir. «Ra» «cim» «Bâ», «Ra» Allah\’in rahmetini. «Cim» kulun suç ve cürmünü. «Ba» da Allâh\’in iyiliginin bereketini temsil eder. Kelimenin bu harfleri vasitasi ile sanki ulu Allah «Kulunun suç ve günahini rahmet ve iyiligim arasina alirim» diye buyurur gibidir.»

Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

«? Kim Receb ayinin yirmi yedinci gecesi oruç tutarsa, amel defterine altmis aylik orucun sevabi yazilir.»


Receb ayinin yirmi yedinci günü. Cebrail (A.S)\’in Peygamberimize ilk defa vahiy getirdigi ve Peygamberimizin Mirâç\’a çiktigi gündür.

Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

\”Beni dinleyin. Receb, insanlarin kavga düsüncesine kapilmadiktan bir Allah Ayi\’dir. Inanarak ve önem vererek Receb Ayi\’ndan bir gün oruç tutanlar ulu Allah\’in Rtzasi\’ni hak ederler.\”


Ileri sürüldügüne göre, ulu Allah Zilka\’de, \”Zilhicce, Muharrem ve Receb Aylari\’ni, senenin diger aylarinin süsü olarak yaratmistir.

Nitekim ulu Allah: «Aylarin sayisi Allah katinda, Allah\’in Kitabinda on ikidir. Onlarin dördü dokunulmazlik aylaridir» buyuruyor. Dokunulmaz dört ayin ücü arka arkayadir. Yalniz bir tanesi -ki o da Receb\’dir- tek basinadir.

Söylendigine göre Beyt-ül Makdis\’de bir kadin Receb Ayi\’in her günü on iki bin kere ihlâs Sûresi\’ni okur ve bu ay boyunca kaba islemeli bir elbise giyerdi.
Bir gün hastalandi, ogluna ölünce kendisini kaba elbisesi ile topraga vermesini vasiyyet etti.

Ölünce oglu kadini pahali bir kefene sardi. Gece onu rüyasinda gördü. Kadin rüyada ogluna «Ben senden razi degilim. Çünki sen, vasiyyettmi uygulamadin.» dedi.

Oglan korkarak uyandi Yeniden anasini icine sarmak üzere kaba islemeli elbiseyi yanina alarak mezarliga vardi. Kabri acinca anasinin cesedini bulamadi, sasirdi.

Bu sirada kulagina «Bize Receb Ayi\’nda ibâdet edeni bizim yapayalniz birakmayacagimizi bilmiyor musun» diye bir ses geldi.

ileri sürüldügüne göre, Receb Ayi\’nm ilk Cuma Gecesi\’nin üçte ikisinden sonra sabaha kadar bütün melekler tek tek Receb Ayi içinde oruç tutanlar için duâ ederler.

Peygamber\’imîz (S-A.S.) buyuruyor ki:

\”Kim dokunulmaz oylardan (Zilka\’da, Zilhicce, Muharrem ve Receb Aylari) üçer gün oruç tutarsa amel defterine dokuzyüz senelik ibadet sevabi yazilir.\”

Hadisi rivayet eden Enes Ibni Mâlik : «Bu hadisi, Peygamber´imizin kendisinden isitmedimse kulaklarim sagir olsun!» demistir.

Lâtif bir degerlendirme: Haram aylari dörttür. En büyük melekler dörttür. Allâh\’dan gelen baslica Kitablar dörttür. Abdest âzâlari dörttür. Tesbih cümlelerinin en faziletlileri dörttür.

Onlar da \”Sübhanallah, elham­dülillah, Lâ ilâhe illallâh. Allâhu Ekber\” ,dir. Sayilarin temeli dörttür. Birler, onlar, yüzler, binler. Zaman birimleri saat, gün, ay ve yil olmak üzere dörttür.

Mevsimler ilkbahar, yaz, sonbahar ve kis olmak üzere dörttür. Maddelerin hali sicaklik, sogukluk, kuruluk ve yaslik olmak üzere dörttür, insan vücudunun baslica unsurlan safra, koyu sivi, kan ve balgam olmak üzere dörttür. Rasid halifler Ebû Bekr, Ömer, Osman ve Ali (R. Anhum) olmak üzere dörttür.)

Deyleminin rivayetine göre: Hz. Ayse söyle buyurmustur:

Peygamber\’imizi

«Allah su dört gecede rahmet yagdirir. Kurban Bayrami Gecesi, Ramazan Bayrami Gecesi, Saban Ayi\’nin onbesinci Gecesi ve Receb Ayi\’nin ilk gecesi» buyururken isittim.»


Peygamber\’imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor:

«? Bes gece vardir ki, Allah o geceler içinde kendisine yapilan dualari mutlaka kabul eder: Recebin ilk gecesi. Saban´in onbesinci gecesi. Cuma Gecesi. Ramazan ve Kurban Bayramlarinin Gece\’leri.»


Recep Ayında Hangi Dua Okunur? Recep Ayında Okunacak Dualar Listesi

Mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( radyallahü anh)’dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hazreti Peygamber aleyhisselatu vesselam şöyle derdi:

”ALLAHÜMME BARİK LENA Fİ RACEBE VE ŞA’BANE VE BELLIĞNA RAMEDAN”

“ALLAHım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1/259

“Recep ayı ALLAHın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî, Keşful-Hafâ, 1/423)

Recep ayına girince yedi defa okunacak dua:

    “Estağfirullâhe’l-Azîme’llezî la ilahe illâ hû el-Hay-yü’1-Kayyûmu ve etûbü ileyh. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ-yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ.”

Mânâsı:

    “Hayat sahibi olan, her şeyi idare edip ayakta tutan, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan ALLAH’tan mağfiret dilerim. Kendi nefsine zulmetmiş kulun tevbesi gibi Ona tevbe ederim. Öyle bir kul ki, kendi nefsi adına ne ölüme, ne hayata ve ne de tekrar dirilmeye sahip değildir.” Denirse ALLAHU TEALA Bu kulumun günah defterini yırtın emrini verir.”

Hazreti. Aişe ( radyallahü anh ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, Ameller ALLAHü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.buyururdu.” (Tirmizî)

“Receb büyük bir aydır. Allahu Teala bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, ALLAH istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, Geçmiş günahların affoldur der. Receb ayında ALLAHü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti.” [Taberânî]

“Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip Ya Rabbi onu mağfiret etderler.”

[Ebû Muhammed]

“Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Recebin hepsini tutmuş gibi sevap verilir” [Miftah-ül-cenne]

”Ramazan ayı dışında ALLAH rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.” [Ebu Yala]

Receb ayında yapılan dua kabul edilir, günahlar affedilir. Bu ayda günah işleyenin cezası da kat kat olur.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyuruyor: “Recepte bir gün ve gece vardır ki, o günde oruç tutan ve gece namazı kılan için yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet etmiş gibi ibadet sevap verilir.”

    “Receb-i Şerîfin birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.buyuruyorlar.”

(Camiu-s sağir)

    “Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, ALLAHü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan.”

[Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.] [Saadet-i Ebediyye]

Enes b. Mâlik (r.a) Rasûlullah’ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet eder:

    “Kim haram aylarda üç gün oruç tutarsa; kişi için dokuz yüz senelik ibadet sevabı yazılır.” (İhyâ)

Receb Ayında Okunacak Dualar

Rivayet edildiğine göre ; Receb ayının ilk cuma günü gecenin üçte biri geçince bütün melekler Receb ayında oruç tutanlar için istiğfar ederler.

“Şu dört gecede dualar reddedilmez:

    – Receb ayının ilk gecesi.
    – Şaban ayının on beşinci gecesi olan Berât gecesi.
    – Cuma gecesi.
    – İki bayram (Kurban ve Ramazan bayramları) gecesi.” (Deylemî; Firdevsü’l-Ahbâr)

    “Kim Receb ayının yirmi yedinci günü oruç tutarsa, o kişi için altmış aylık oruç sevabı yazılır.” (İhyâ)

Enes b. Mâlik (r.a) anlatır: Resûlullah’tan (s.a.v) işittim, şöyle demişti:

“Cennette recep isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim recep ayında bir gün oruç tutarsa ALLAH (c.c) o kimseye bu nehirden su içirecektir.” (Süyûtî)

Bir defasında, Peygamber efendimiz, Receb ayında tutulacak oruçların fazîletini anlatıyordu. Orada bulunanlardan, yaşı ve pîr-i fânî bir zât ayağa kalkıp:

– Yâ ResûlALLAH, ben Receb ayının hepsini oruçlu geçiremem, dediğinde; Peygamber efendimiz:

– Sen Receb ayının birinci, onbeşinci, sonuncu günleri oruç tut, hepsini tutmuş sevabına kavuşursun. Çünkü sevaplar on misli yazılır. Fakat sen Receb-i şerîfin ilk cuma gecesinden gafil olma ki, melekler o geceye Regâib gecesi demişlerdir. Zîra o gece, gecenin üçte biri geçtikten sonra göklerde ve yerde bir melek kalmaz, hepsi Kâ’be-i muazzama etrafında toplanırlar. ALLAHü teâlâ onlara hitâben:

“Ey meleklerim dilediğinizi benden isteyiniz.” buyurur. Onlar:

“Yâ Rabbî, istediğimiz, Receb ayında oruç tutanları mağfiret etmendir.” deyip, isteklerini arzederler. ALLAHü teâlâ:
“Ben, Receb ayında oruç tutanları mağfiret ettim “buyurur..

Receb Ayında İstiğfar:

    “Receb ayı tevbe ayıdır.” demişler. Yâni kul ne yapacak?.. “Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet…”

    “Her kim Receb ayında, sabah akşam yetmiş kere istiğfarda bulunursa şüphesiz ki ALLAH (c.c.)’u Teâlâ onun cesedini ateşe haram kılar.”

    “Receb ayında istiğfarı çok yapın. Zira onun her bir saatinde, ALLAH (c.c.)’u Teâlâ’nın, cehennemden âzadlıları vardır.”

Hadis’i Şerif, Safûri, Nüzhetü’l mecâlis,1/140

Receb Ayında İhlâs’ı Şerif:

    “Her kim Recebde, bir kere İhlâs okusa, ALLAH (c.c.)’u Teâlâ onun elli senelik günahını bağışlar.”

Hadis’i Şerif, EnîSü’l celîs, sh:195

Hannani (RA) şöyle demiştir:

    “Her kim, Recebin her günü bir tane bile İhlâs Sûresi okusa, onbin deve yükü kâğıda sahip olur ki, göklerin ve yerin tüm sakinleri, ellerinde altın kalemlerle toplanıp o İhlâs’ın sevabını o kağıtlara yazarlar”

(50 İhlâs okuyanın 50 senelik günahları silinir, 100 kere okuyan cehennemden berat alır, 1000 kere okuyan canını cehennemden satın alır.)

Receb Ayında Sadaka:

    “Herkim Recebde sadaka verirse, ALLAH (c.c.)’u Teâlâ onu yavruyken yuvasından havaya uçup en yaşlı çağında ölen karganın ömrü kadar(beşyüz sene), onu cehennemden uzaklaştırır. “

Hadis’i Şerif, Abdulkadir Geylani, Gunye,1/325, Nüzhetü’l mecalis,1/141

    “Eğer kişi, Receb ayından(oruç) tuttuğu hergün, azığına(bütçesine) göre bir sadaka verirse, heyhat! Heyhat! Ne Yapsınlar! Bütün yaratıklar ALLAH (c.c.)’u Teâlâ’nın o kula vereceği sevabın ölçüsünü takdir etmek için bir araya gelseler, ALLAH (c.c.)’u Teâlâ’nın o kuluna bahşedeceği mükafattan yüzde birin(i hesab etmeye)e ulaşamazlar.”

Hadis’i Şerif, Abdulkadir Geylani, Gunye,1/325, Ebu Muhammed erl Hallâl


Recep, Şaban ve ramazan ayları ibadet ve maneviyat açısından diğer aylara göre daha üstün bir şeref ve fazilete sahiptir.Peki, Recep ayında yapılması gerekenler nelerdir? Recep ayının önemi nedir? İşte, Recep ayı ile ilgili tüm bilgiler…

RECEP AYININ ÖNEMİ NEDİR?

“Receb ayının ilk Cum’a gecesine Regâib gecesi denir. Bazı âlimlerin açıklamasına göre, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu gece pek çok rûhânî ahvâl ve ikrâma kavuşmuş olmakla, Yüce Allâh’a şükür için on iki rekat namaz kılmıştır.

Peygamber Efendimiz’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu Regâib gecesinde, ana rahmine düşmüş olduğuna dâir olan bir rivâyet uygun görülmemektedir. Çünkü bu gece ile Hazret-i Peygamberimizin doğumu arasındaki zaman, bu hesaba aykırı düşmektedir. Ancak Hazret-i Âmine’nin, Peygamber Efendimiz’e hâmile kaldığını bu gece anlamış olması düşünülebilir. Sebep ne olursa olsun, bu gece pek mübârek bir gecedir.


Zaten Regâib; istenilen, değeri çok olan, bağış, ihsân, ikrâm ve nefis şeyler demektir. “Râğibe” kelimesinin çoğuludur. Bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevâbı çok büyüktür.

Bu geceyi hakkıyla idrak edebilmek için Receb ayının ilk Perşembe gününü oruçlu geçirmek, gecesinde de akşamla yatsı arasında iki rekâtta bir selâm verecek şekilde on iki rekât namaz kılmak, Allah Rasûlü tarafından tavsiye edilmiştir.

Allâh’ım! Bizlere bu mübârek tevbe ayından affolarak çıkmayı nasîb eyle. Allâh’ım! Receb ve Şaban ayını bize mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır. Âmin.

RECEP AYININ FAZİLETİ

“…Şüphesiz Allah, çok tevbe eden ve çok temizlenenleri sever.” (el-Bakara, 222)

Bizlere şu fânî ömrümüzde bir kez daha üç aylara erişebilmeyi nasîb eden sonsuz rahmet ve merhamet sahibi Cenâb-ı Hakk’a nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun.

Rasûl-i Ekrem Efendimiz; “Receb Allah’ın ayı, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurarak üç ayların bizler için ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu ifade buyurmuşlardır.


Peygamberler dışında her insan hata yapar, günah işler. Kişiye düşen görev, düştüğü yanlıştan yüz çevirerek Hakk’a ilticâ etmek ve pişmanlığını îtiraf ederek dil, kalp ve beden ile bu yanlışını temizlemeye çalışmaktır.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu hakikati şöyle ifade buyururlar:

“Her insan hata eder. (…) Hata edenlerin en hayırlısı, tevbe edenlerdir.” (Tirmizî, Kıyâme, 49)

Hata etmemek, hatasız kul olmak mümkün değil. Rabbimiz de bize bu hatalarımızdan temizlenme kapısı olan “tevbe”yi, ölüm ânına kadar açık bırakmış. Fakat tevbeyi erteleyip durmak doğru değil!.. Çünkü ölümün ne zaman geleceğini hiçbirimiz bilmiyoruz.

Akıllı insan, her vakti ganimet bilerek pişmanlık içinde tevbeye yapışır. Geçmişini temizlemek için fırsatları kollar. Gecikmeden, geciktirmeden, hataların peşi sıra hemen tevbe eder. Mü’minin hâli, hatayı müteâkip hemen tevbe etmek faziletiyle, azgın günahkâr ve kâfirlerden ayrılır. Çünkü günâhı kanıksamış olan bu kimseler, îman ve tevbe etmeyi habire erteler dururlar. Karşılarına ölüm meleği geldiği zaman da çaresiz ve günahlar içinde âhirete göçerler.


Allah Teâlâ, makbul tevbe ile reddedilecek tevbeyi şöyle haber vermektedir:

“Allâh’ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah bunların tevbesini kabul eder. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.

Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca, «Ben şimdi tevbe ettim.» diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) bir tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.” (en-Nisâ, 17-18)

RECEP AYINDA YAPILMASI GEREKENLER NELERDİR?

Recep ayı, Allah Teâlâ’nın inayet ettiği ve fazileti hakkında bir çok hadisin olduğu bir aydır.

1. Oruç Tutmak

Hz. İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hz. Nuh (a.s) gemiye bindiği zaman Recep ayının birinci günüydü. Yanındakilerden o günü oruç tutmalarını istedi. Sonra şöyle buyurdu: “Bugünün orucu gelecek yıla kadar oruç tutanı ateşten uzak tutar ve bu aydan yedi gün oruç tutarsa azap kapıları onun üzerine kapanır.”


Peygamber Efendimiz (Allah’ın selamı onun ve ehlibeytinin üzerine olsun) şöyle buyurmuştur: “Kim bu ayda bir gün oruç tutarsa Kıyametin zorluklarından güvende olur.”

Bu ayın Perşembe, Cuma ve Cumartesi günü üç gün oruç tutmak çok güzedir. zira naklolunan rivayetlere göre her kim haram aylardan bu üç günü oruç tutarsa Hak Teâlâ onun için 900 yıllık ibadet sevabı yazar.

İmam Musa Kazım’dan (a.s) şöyle rivayet edilir: “Kim recepten birgün oruç tutarsa, cehennem ateşi bir yıllık mesafe ondan uzaklaşır. Kim üç gün oruç tutarsa, cennet ona farz olur.”

İbn-i Babeveyh, Salim’den şöyle rivayet etmiştir:

“Ben recep ayının sonuna bir kaç gün kala İmam Sadık’ın (a.s) yanına gitmiştim. Beni görür-görmez şöyle buyurdu:

“Ey Salim! Bu ayda hiç oruç tuttun mu?” “Hayır vallahi” dedim “ey Resulullah’ın oğlu!” İmam (a.s) şöyle buyurdu: “O kadar sevap kaybetmişsin ki miktarını ancak Allah (c.c) bilir. Bu, Allah’ın üstün kıldığı ve hürmetini yücelttiği bir aydır. Bu ayda oruç tutanları kendi ikram ve değerlendirmesine mazhar kılmayı kendisine farz kılmıştır. Salim diyor ki ben: “Ey Resulullah’ın oğlu, eğer bu ayın kalan günlerini oruç tutarsam, bu ayda oruç tutanların sevabının bir kısmını elde etmiş olabilir miyim? diye sorduğumda şöyle buyurdu: “Ey Salim! Kim bu ayın sonundan bir gün oruç tutarsa, ölüm anındaki can çekişme ve rahatsızlıklardan, ölüm sonrasının dehşetinden ve kabir azabından kurtulur. Kim bu ayın sonundan iki gün oruç tutarsa, Sırat’tan kolaylıkla geçer ve kim bu ayın sonundan üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününün büyük korkusu, dehşet ve zorluklarından kurtulur ve kendisine cehennem ateşinden kurtuluş beratı verilir.”


Resul-i Ekrem (s.a.a): “Recep ayındaki ilk Cuma gecesinden gaflet etmeyin. Hiç şüphesiz o geceye melekler “Ragâib Gecesi” derler. Zira gecenin üçte birisi geçtiğinde, göklerde ve yerde bulunan bütün melekler Kabe ve etrafına toplanırlar. Allah-u Teâlâ onlara hitap ederek şöyle buyurur: “Ey benim meleklerim, istediğiniz şeyi benden dileyin.” Onlar da şöyle arz ederler: “Ey Rabbimiz, bizim isteğimiz Recep ayının oruçlularını bağışlamandır.” Allah Tebâreke ve Teâlâ da “Kabul ettim” diye cevap verir.

Bu Ayda Oruç Tutamayanlar İçin Zikir

Kısaca recep ayının orucuyla ilgili çok fazilet ve sevap nakledilmiştir. (Bazı mazeretlerden dolayı) recep ayının orucunu tutamayan birisi, her gün yüz defa şu zikri söylerse recep ayının orucunun sevabını (kısmen de olsa) idrak etmiş olur

سُبْحانَ الاِْلهِ الْجَليلِ، سُبْحانَ مَنْ لا يَنْبَغِى التَّسْبيحُ اِلاَّ لَهُ، سُبْحانَ الاَْعَزِّ الاَْكْرَمِ، سُبْحانَ مَنْ لَبِسَ الْعِزَّةَ وَهُوَ لَهُ اَهْلٌ

“Subhan’el-İlah’il-celîl. Subhane men la yenbeğî’t-tesbîhu illa leh. Subhan’el-eazz’il-ekrem. Subhane men lebise’l-izze ve huve lehu ehl.”

Anlamı: Münezzehtir yüce İlâh. Münezzehtir kendisinden başkasına tessbih ve takdis yakışmayan. Münezzehtir en büyük izzet ve kerem sahibi. Münezzehtir layık olduğu halde izzet libasını giyen. –Allah-


2. Sadaka Vermek

Mali imkanları olanların bir mod taam miktarı kadar miskinlere sadaka vermeleri. Mali imkanları olmayanların bunun yerine diyebildikleri kadar tesbih ve zikir demeleri.

3. Dua Okumak

Recep ayının her gününde akşam, sabah, gece ve gündüz kıldığın namazların ardından şu duayı oku:

Seyyid İbn-i Tavus, (r.a) Muhammed İbn-i Zekvan’dan (r.a) şöyle naklediyor: “İmam Cafer Sadık’a (a.s); “Canım sana feda olsun, işte Recep ayına girmiş bulunuyoruz; Allah’ın beni faydalandıracağı bir duayı bana öğretmenizi istiyorum” dedim. İmam (a.s) yaz diye buyurdu

يا مَنْ اَرْجُوهُ لِكُلِّ خَيْر، وَآمَنَ سَخَطَهُ عِنْدَ كُلِّ شَرٍّ، يا مَنْ يُعْطِي الْكَثيرَ بِالْقَليلِ، يا مَنْ يُعْطي مَنْ سَأَلَهُ يا مَنْ يُعْطي مَنْ لَمْ يَسْأَلْهُ وَمَنْ لَمْ يَعْرِفْهُ تَحَنُّناً مِنْهُ وَرَحْمَةً، اَعْطِني بِمَسْأَلَتي اِيّاكَ جَميعَ خَيْرِ الدُّنْيا وَجَميعَ خَيْرِ الاْخِرَةِ، وَاصْرِفْ عَنّي بِمَسْأَلَتي اِيّاكَ جَميعَ شَرِّ الدُّنْيا وَشَرِّ الاْخِرَةِ، فَاِنَّهُ غَيْرُ مَنْقُوص ما اَعْطَيْتَ، وَزِدْني مِنْ فَضْلِكَ يا كَريمُ .


Ravi şöyle devam ediyor; sonra İmam (a.s) sol eliyle sakalını tuttuğu halde sağ işaret parmağını hareket ettirerek bu duayı okudu ve ardından şu cümleleri ekledi:

يا ذَا الْجَلالِ وَالاْكْرامِ يا ذَا النَّعْمَاءِ وَالْجُودِ يا ذَا الْمَنِّ وَالطَّوْلِ حَرِّمْ شَيْبَتِي عَلَى النَّارِ

“Ya men ercûhu li-kulli hayr; ve âmenu sehatehu inde kulli şerr. Ya men yu’ti’l-kesîre bi’l-galîl. Ya men yu’tî men seeleh. Ya men yu’tî men lem yes’elhu ve men lem ye’rifhu bi-mes’eletî iyyake cemîe hayr’id-dunya ve cemîe hayr’il-ahire, vasrif annî bi-mes’eletî iyyake cemîe şerr’id-dunya ve şerr’il-ahire. Feinnehu ğayru mengûsin ma e’teyte ve zidnî min fazlike ya kerîm.”

Ravi şöyle devam ediyor; sonra İmam (a.s) sol eliyle sakalını tuttuğu halde sağ işaret parmağını hareket ettirerek bu duayı okudu ve ardından şu cümleleri ekledi:

“Ya ze’l-celâli ve’l-ikram. Ya ze’n-ne’mai ve’l-cûd. Ya ze’l-menni ve’t-tavl. Harrim şeybetî ale’n-nâr.”


Tercümesi: Ey her hayrını ümid ettiğim ve her kötülükte gazabından güvencede olmayı umduğum (rabbim)! Ey aza karşılık çok veren; ey rahmet ve şefkatinden dolayı isteyene de, istemeyene de veren. Sana yalvarıyorum, dünya ve ahiret hayrının hepsinden bana da nasip buyur. Bütün dünya ve ahiret şerrini benden uzaklaştır. Kendi fazl-u kereminden bana verdiğini artır ey Kerim (Allah)!

Ey celal ve kerem sahibi, ey –sonsuz- nimetler ve cömertlik sahibi, ey bağış ve ihsan sahibi, şu beyaz sakalımı -cehennem- ateşine haram (yasak) kıl.

Recep ayının her gününde okunması gereken diğer dualar:

Birinci Dua

يا مَنْ يَمْلِكُ حَوائِجُ السَّائلِينَ، وَيَعْلَمُ ضَمِيرَ الصَّامِتِينَ، لِكُلِّ مَسْأَلَةِ مِنْكَ سَمْعٌ حاضِرٌ وَجَوابٌ عَتِيدٌ، اللَّـهُمَّ وَ مَوعِيدُكَ، الصَّادِقَة، وَ اَيدِيكَ الفاضِلَة، وَرَحْمَتُكَ الواسِعَة، فأسْأَلُكَ اَنْ تٌصَلِّيَ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد وَاَنْ تَقْضِي حَوائِجِي لِلدُّنْيا وَالاْخِرَة، اِنَّكَ عَلى كُلِّ شَيْيِء قَدِيرٌ .

Tercümesi :Ey saillerin hacetlerini elinde bulunduran ve susanların sırrını bilen (Allah) sen her isteği anında duyar ve her isteği yerine getirebilirsin. Allah’ım! Senin vaatlerin sadık, nimetlerin bol ve rahmetin geniştir. O halde, Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet etmeni ve benim dünya ve ahiretle ilgili hacetlerimi vermeni diliyorum. Şüphesiz senin her şeye gücün .


İkinci Dua

خابَ الوافِدُونَ عَلى غَيْرِكَ، وَخَسِرَ المُتَعَرِّضُونَ إِلاّ لَكَ، وَضاعَ المُلِّمُونَ إِلاّ بِكَ، وَاَجْدَبَ الْمُنْتَجِعُونَ إِلاّ مَنِ انْتَجَعَ فَضْلَكَ، بابُكَ مَفْتُوحٌ لِلرّاغِبينَ، وَخَيْرُكَ مَبْذُولٌ لِلطّالِبينَ وَفَضْلُكَ مُباحٌ لِلسّائِلينَ، وَنَيْلُكَ مُتاحٌ لِلامِلينَ، وَرِزْقُكَ مَبْسُوطٌ لِمَنْ عَصاكَ، وَحِلْمُكَ مُعْتَرِضٌ لِمَنْ ناواكَ، عادَتُكَ الاِْحْسانُ اِلَى الْمُسيئينَ، وَسَبيلُكَ الاِبْقاءُ عَلَى الْمُعْتَدينَ، ُاَللّـهُمَّ فَاهْدِني هُدَى الْمُهْتَدينَ، وَارْزُقْني اجْتِهادَ الُْمجْتَهِدينَ، وَلا تَجْعَلْني مِنَ الْغافِلينَ الْمُبْعَدينَ، واغْفِرْ لي يَوْمَ الدّينِ .


Tercümesi :Senden başkasının kapısına giden mahrum kalır; senden gayrisine yönelen ziyan eder; senin katından başkasına yönelen zayi olur ve senin fazlu kereminden başkasını uman kaybeder. Kapın talep edenlere açıktır; hayır ve ihsanın arayanlara ulaşır. Fazl-u keremin saillere mubah, bağışın ümit edenlere hazır, rızkın sana isyan edenlere (dahi) açıktır. Hilmin seni kastedenlere ulaşır. Kötülük edenlere iyilik etmek, senin sünnetin ve haddini aşanlarla müdara etmek senin yolundur. Allah’ım! O halde beni de hidayet edilmişlerin yoluna hidayet et. Bana da (itaatin yolunda) çaba gösterenlerin çabasını nasip buyur; beni (rahmetinden) uzaklaştırılmış gafillerden eyleme ve ceza (kıyamet) gününde beni bağışla.

Üçüncü Dua

اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ صَبْرَ الشّاكِرينَ لَكَ، وَعَمَلَ الْخائِفينَ مِنْك، وَيَقينَ الْعابِدينَ لَكَ، اَللّـهُمَّ اَنْتَ الْعَلِيُّ الْعَظيمُ، وَاَنَا عَبْدُكَ الْبائِسُ الْفَقيرُ، اَنْتَ الْغَنِيُّ الْحَميدُ، وَاَنَا الْعَبْدُ الذَّليل، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ وَاْمْنُنْ بِغِناكَ عَلى فَقْري، وَبِحِلْمِكَ عَلى جَهْلي، وَبِقُوَّتِكَ عَلى ضَعْفي، يا قَوِيُّ يا عَزيزُ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ الاْوصياءِ الْمَرْضِيِّينَ، وَاكْفِني ما اَهَمَّني مِنْ اَمْرِ الدُّنْيا وَالاخِرَةِ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ .


Tercümesi :Allah’ım! Sana şükredenlerin sabrını, senden korkanların amelini ve sana ibadet edenlerin yakinini diliyorum Senden. Allah’ım! Sen yücesin, azamet sahibisin; bense Senin zavallı ve fakir bir kulunum. Seni gani ve güzel sıfatlara sahipsin, bense zelil bir kulum. Allah’ım! Muhammed ve Ehlibeyti’ne rahmet et ve zenginliğinle fakirliğime, hilim ve sabrınla cahilliğime, gücünle zayıflığıma acı; ey güçlü ve izzet sahibi Allah’ım! Muhammed’e ve onun beğenilmiş vasileri olan Ehlibeyti’ne rahmet et; dünya ve ahiretimle ilgili önemli sorunlarımı hallet, ey merhametlilerin en merhametlisi!

4. İmam Hüseyin’in (a.s) Ziyareti

Hz. İmam Cafer Sadık’tan (a.s) rivayet edildiğine göre her kim imam Hüseyin’i (a.s) Recep ayında ziyaret ederse Allah onu bağışlar. Elbette bilinmelidir ki uzaktan da Hz. Hüseyin ziyaret edilebilir. İnşallah.

5. İmam Ali bin Musa Rıza’nın (a.s) ziyaret edilmesi.

6. Bu ayda Umre yapılması.

7. İstiğfar ve Zikirlerin yapılması

İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste İmam (a.s) Resul-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet etmiştir:

“Recep benim ümmetim için mağfiret dileme ayıdır. Bu ayda istiğfar edin (tevbe edin ve bağışlanma dileyin.) Zira Hak Teala, çok bağışlayan ve rahimdir. Recep ayına “Asabb” (dökülen) denir; zira bu ayda benim ümmetimin üzerine çok rahmet dökülür. O halde şu zikri çok söyleyin.

“Esteğfirullahe ve es’eluhu’t-tevbe.”


“Allah’tan mağfiret ve tevbe diliyorum.”

Bu ayda 1000 defa bu zikir söylenir:

Kim 100 kere bu zikri:

”Esteğfirullahellezi la ilahe illa hu, vehdehu la şeriyke lehu ve etubu ileyh.”

Der ve ardı sıra sadaka verirse, Allah onun sonunu rahmet ve mağfiretle hatmeder. Kim dört yüz defa söylerse Allah yüz şehidin sevabını kendisine verir.

1000 kere bu zikri söylemek:

لا اِلَـهَ إلاّ الله

“la ilahe illallah”; “Allah’tan başka ilah yoktur”

Kim Recep ayında yetmiş defa sabahleyin yetmiş defa da akşamleyin bu zikri:

اَسْتَغْفِرُ اللهَ وَاَتُوبُ اِلَيْهِ

Der ve Yetmişinci defanın ardı sıra yetmiş birinci de

اَللّـهُمَّ اغْفِرْ لي وَتُبْ عَلَيَّ

Derse, Allah’ın hoşnutluğunu kazanarak ölür ve recep ayının bereketiyle cehennem ateşine müptela olmaz.

8. Namaz


Birinci namaz

Recep ayında her akşam iki rekat namaz aşağıdaki şekilde kılınmalıdır.

a) Her rekatta Fatiha suresinden sonra üç defa “Kafirun” ve bir defa “İhlas” suresi okunur.

b) Namazdan sonra şu dua okunur:

لا اله الاّ اللّه وحده لاشريك له، لهُ الملك و له الحمد، يحيى و يميت و هو حىّ لايموت بيده الخير و هو على كل شى‏ءٍ قدير و اليه المصير ولاحول ولا قوّة الاّ باللّه العلى العظيم. اللّهمّ صلّ على محمد النبىّ الاُمىّ و آله

“La ilahe illallahu vehdehu la şeriyke lehu, lehul mulku velehul hamd, yuhyi ve yumiytu ve huve hayyun la yemutu biyedihil ğayru ve huve ale kulli şey’in kadir ve ileyhil mesir ve la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim. Allahumme salli ale muhhammedin nebiyyil ummiy ve alihi.”

Daha sonra Allah Subhan’dan ne hacetin varsa istersin.


İkinci namaz

Seyyid İbni Tavus, Hz. Resulü Ekrem’den şöyle rivayet etmiştir: “Her kim Cuma günü öğle ve ikindi namazının arasında dört rekat namaz kılar ve her rekatta Fatiha suresinden sonra 7 defa ‘Ayetel Kürsü’, 5 defa “İhlas” suresini okursa ve sonra 10 defa

«أَسْتَغْفِرُ اللهَ الَّذِى لا إِلَهَ إِلا هُوَ وَ أَسْأَلُهُ التَّوْبَةَ»

“Esteğfirullahellezi la ilahe illa hu ve eseluhu’t tevbe” derse Hak Teâlâ onun için bu namazı kıldığı andan ölene kadar her gün bin hasene (iyilik) verir. Ve ona okuduğu her ayet için kızıl yakuttan bir şehir ve her söylediği her harf için beyaz inciden cennette bir saray verir ve onu hurilerle evlendirir ve ondan razı olur.

Üçüncü namaz

Hz. Resulullah efendimizden (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: “Her kes Recep ayının gecelerinden birinde 10 rekat namaz kılar ve her rekatta Fatiha suresinden sonra 1 defa Kafirun 3 defa İhlas suresini okursa, Allah Teâlâ onun günahlarını bağışlar.”


9. İhlas Suresini Okumak

Seyyid İbni Tavus, İkbal kitabına Hz. Resulü Ekrem efendimizden (s.a.a) ihlas suresini bu ay okumanın çok faziletli olduğunu nakletmiştir. Okunacak miktar ise 10 bin, bin veya yüz defa olmalıdır. Ayrıca her kim Cuma günü ihlas suresini 100 kere okursa kıyamet günü onun için nur olacağını ve onu cennete çekeceğini rivayet etmiştir.

* Burada zikredilen tüm müstahap namazlar sabah namazı gibi ikişer rekatlı olarak kılınmalıdır.


Receb-i Şerîf’in 13, 14 ve 15. Günlerinde Oruç Tutmanın Fazîleti

Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) üç ayların ilki olan Receb-i Şerîf ayına vâsıl olduğunda şu şekilde duâ etmiş ve ashâbına da tavsiye buyurmuştur:

“.اَللّٰهُمَّ بَارِكْ لَنَا فيِ رَجَبَ وَ شَعْبَانَ وَ بَلِّغْنَا رَمَضَانَ”

“Allahım! Receb’i ve Şa‘bân’ı bize mübârek kıl ve bizi Ramazân’a ulaştır.”

Receb-i Şerîf ayı, ehli indinde “azatlılar ayı” olarak anılan afv-ü mağfiret ayıdır. Bu sebeple Receb-i Şerîf içerisinde istiğfârı artırmak ve tevbeye yönelmek daha bir önem kazanmaktadır.

Receb-i Şerîf ayında oruç ibâdetinin de ayrı bir önemi söz konusudur. Oruç, dinimizin temel ibadetlerinden biri olmasının yanında, îmânî ve ahlâkî pek çok şey öğrendiğimiz bir mektep niteliğine sahiptir. Teslimiyet, itaat ve sabır, kulluk ve nefse hâkimiyet gibi birçok ulvî duygu oruç ibâdeti vesilesiyle kazanılır. “Oruç sabrın yarısıdır”[1] hadîs-i şerîfi ve sabrın ehemmiyetini beyân eden: “Sabır, îmanın yarısıdır”[2] rivâyeti, bu ibâdetin ehemmiyetinin açık beyânıdır. “…(Her amelin belirli bir karşılığı varsa da) ancak sabredenlere ecirleri hesapsız olarak tastamam ödenecektir.”[3] âyet-i kerîmesi de sabra karşılık mükâfatın ne derece büyük olacağının ifadesidir.

Sabrı öğretmenin yanında, insanı kötülüklerden alıkoyan, gıybet ve yalandan koruyan, ahlâkı güzelleştiren ve şehveti teskin eden, yardım duygularını geliştiren ve nimetlerin farkında olma şuurunu aşılayan oruç ibadeti, kabir azabından koruyucu bir kalkan ve âhirette şefaat edici şefkatli bir dosttur.
Pazartesi ve Perşembe Günlerinde Oruç

Haftanın Pazartesi ve Perşembe günlerinde oruç tutmak sünnettir. Receb-i Şerîf, haram aylardan olunduğundan bu ay içerisinde yer alan Pazartesi ve Perşembe günlerinde tutulacak oruçların mükâfatı daha yüksek olacaktır. Bununla beraber, Receb-i Şerîf’in Perşembe, Cuma ve Cumartesi günlerini oruçlu geçirmenin de hususî bir fazîleti söz konusudur.

‘Eyyâm-ı Bîyz’ olarak ifade edilen her (hicrî) ayın on üç, on dört ve on beşinci günlerini oruçlu geçirmek müstehâb kabul edilmiş ve fazîleti hakkında şöyle nakledilmiştir: “Herhangi bir aydan) on üç, on dört ve on beşinci günler olan eyyâm-ı bîydi oruçlu geçirene, Allâh-u Te‘âlâ, birinci gününde on bin sene, ikinci gününde yüz bin sene, üçüncü gününde ise üç yüz bin senelik ecir verir.”

Bu fazîletlere ve Receb-i Şerîf’in haram ay özelliğine bağlı olarak, bu mübârek ayın on üç, on dört ve on beşinci günlerine tevafuk eden günleri oruçlu geçirmek de ayrı bir hususiyet kazanmaktadır. Nitekim Hazreti Ali (Radıyallâhu Anh) kanalıyla geldiği belirtilen bir rivayette şu mükâfat beyân edilmiştir: “Recebin on üçüncü gününün orucu, üç bin sene orucu gibidir. On dördünün orucu, on bin sene gibidir. On beşinci günü ise on üç bin seneye denktir.”
Receb-i Şerîf’in Orta (On Beşinci) Günü

Fazîletli amellere dair haberlerin derç edildiği kitaplarımızda Receb-i Şerîf’in ortası, yani on beşinci gününe ait hususî fazîletlerden de bahsedilmiştir. Bu günde tutulacak orucun otuz senelik oruca denk olacağı, kabir azabını engelleyeceği ve cennete girmeye vesile olacağı müjdelenmiştir. Bu günü zikirle ve tasadduk yoluyla ihyâ edenin kalbinin nurlanacağı belirtilmiştir.

Dipnotlar

[1] İbn Mâce, Sıyam:44.
[2] Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ.
[3] Zümer Sûresi:10.



Receb Ayında Neler Yapılır?

Receb ayında ne oldu? Receb ayında neler yapmalıyız? Receb ayının önemi ve fazileti.

Mübarek Üç Aylar’ın başlangıcı ve ilki olan Receb ayının fazileti oldukça büyüktür.

“…Şüphesiz Allah, çok tevbe eden ve çok temizlenenleri sever.” (el-Bakara, 222)

Bizlere şu fânî ömrümüzde bir kez daha Üç Aylar’a erişebilmeyi nasîp eden sonsuz rahmet ve merhamet sahibi Cenâb-ı Hakk’a nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun.

Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz; “Receb Allah’ın ayı, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurarak Üç Aylar’ın bizler için ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu ifade buyurmuşlardır.

Peygamberler dışında her insan hata yapar, günah işler. Kişiye düşen görev, düştüğü yanlıştan yüz çevirerek Hakk’a ilticâ etmek ve pişmanlığını îtiraf ederek dil, kalp ve beden ile bu yanlışını temizlemeye çalışmaktır.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu hakikati şöyle ifade buyururlar:

“Her insan hata eder. (…) Hata edenlerin en hayırlısı, tevbe edenlerdir.” (Tirmizî, Kıyâme, 49)

Hata etmemek, hatasız kul olmak mümkün değil. Rabbimiz de bize bu hatalarımızdan temizlenme kapısı olan “tevbe”yi, ölüm ânına kadar açık bırakmış. Fakat tevbeyi erteleyip durmak doğru değil!.. Çünkü ölümün ne zaman geleceğini hiçbirimiz bilmiyoruz.

Akıllı insan, her vakti ganimet bilerek pişmanlık içinde tevbeye yapışır. Geçmişini temizlemek için fırsatları kollar. Gecikmeden, geciktirmeden, hataların peşi sıra hemen tevbe eder. Mü’minin hâli, hatayı müteâkip hemen tevbe etmek faziletiyle, azgın günahkâr ve kâfirlerden ayrılır. Çünkü günâhı kanıksamış olan bu kimseler, îman ve tevbe etmeyi habire erteler dururlar. Karşılarına ölüm meleği geldiği zaman da çaresiz ve günahlar içinde âhirete göçerler.

Allah Teâlâ, makbul tevbe ile reddedilecek tevbeyi şöyle haber vermektedir:

“Allâh’ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah bunların tevbesini kabul eder. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.

Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca, «Ben şimdi tevbe ettim.» diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) bir tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.” (en-Nisâ, 17-18)
RECEB AYINDA OKUNACAK DUA

Receb-i Şerîf girdiği zaman Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-:

“Ey Rabbim! Bize Receb’i ve Şa’ban’ı mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” diye duâ ederlerdi. (İbn Hanbel, I, 259)

Ayrıca Receb ayının birinden itibaren Ramazan-ı Şerif sonuna kadar her gün biner adet kelime-i tevhid okumalıdır.
TEVBELERİN KABUL EDİLDİĞİ GECE

Cenâb-ı Hak, ölüm gelip çatmadan evvel tevbe edenleri, kapısından eli boş çevirmeyeceğini, Peygamber Efendimizin lisânından, şu hadîs-i kudsî ile bizlere haber veriyor:

“Kim bir hayır işlerse, ona bunun on misli vardır veya daha da artırırım. Kim bir kötülük işlerse, ona da bunun karşılığı vardır. Ya da tamamen affederim. Kim bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım. Kim bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım. Kim bana hiçbir şeyi ortak koşmamak şartıyla, dünya dolusu günahla gelirse, ben kendisini o kadar mağfiretle karşılarım.” (Müslim, Zikir, 22)

Tevbe etmenin genel olarak belli bir vakti olmamakla birlikte, mübarek gün ve gecelerde, seher vakitlerinde ve namaz arkalarında yapılan tevbelerin kabul edilme umudu, diğer vakitlere göre daha yüksektir.

Hem mübarek Üç Aylar’ın ilki, hem de dört haram aydan (Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem) bir tanesi olan Receb-i Şerîf ise tevbe ve istiğfar ayıdır. Çünkü bu aylarda dil ve gönüller temizlenerek Ramazan-ı Şerîf’in bereket ve feyizlerine hazırlanır.

“Receb ayında istiğfarı çoğaltın!” buyuran Rasûl-i Kibriyâ Efendimiz, Receb’in hilali gözüktüğünde ashâbına şöyle seslenirdi:

“Tevbe ayının hilâli gözüktü; Allah Teâlâ’ya bu ayda ilticâ eden, bu ayda O’ndan af isteyenlere müjdeler olsun.”

Şöyle buyrulur: Receb ayının her saatinde cehennemden azatlılar vardır. Bu ayda çokça tevbe ve istiğfarla meşgul olunmak sûretiyle, kişinin o saatlerden birine denk gelmesi ve cehennemden âzad olunması umulur.
RECEB AYININ GÜZELLİKLERİ

Receb ayı, içerisinde türlü güzellikleri saklayan bir aydır. Bu güzelliklerden bir tanesi de Receb’in ilk cuma gecesi olan, kelime mânâsıyla “rağbet olunan, bol ihsan ve değerli hediyeler” demek olan “Regâib” gecesidir.

Buyrulur:

“Beş gece vardır ki o gecelerde yapılan duâlar geri çevrilmez:

    Receb’in ilk cuma gecesi (Regâib gecesi)
    Şâban’ın on beşinci gecesi (Berât gecesi)
    Perşembeyi cumaya bağlayan gece (Cuma gecesi)
    Ramazan Bayramı gecesi
    Kurban Bayramı gecesi.” (İslâm İlmihali, A. Fikri Yavuz, sh: 529)

Regâib gecesini bir fırsat bilerek çokça tevbe ve istiğfar etmeli, bu gecenin sayısız bereketinden taat ve ibadetlerimizle dünya ve âhiret hayatımız için büyük kazançlar elde etmeye çalışmalıyız.
RECEB AYININ ÖNEMİ

Receb ayının ilk cuma gecesine Regâib gecesi denir. Bazı âlimlerin açıklamasına göre, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu gece pek çok rûhânî ahvâl ve ikrâma kavuşmuş olmakla, Yüce Allâh’a şükür için on iki rekat namaz kılmıştır.

Peygamber Efendimiz’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu Regâib gecesinde, ana rahmine düşmüş olduğuna dâir olan bir rivâyet uygun görülmemektedir. Çünkü bu gece ile Hazret-i Peygamberimizin doğumu arasındaki zaman, bu hesaba aykırı düşmektedir. Ancak Hazret-i Âmine’nin, Peygamber Efendimiz’e hâmile kaldığını bu gece anlamış olması düşünülebilir. Sebep ne olursa olsun, bu gece pek mübârek bir gecedir.

Zaten Regâib; istenilen, değeri çok olan, bağış, ihsân, ikrâm ve nefis şeyler demektir. “Râğibe” kelimesinin çoğuludur. Bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevâbı çok büyüktür.

Bu geceyi hakkıyla idrak edebilmek için Receb ayının ilk perşembe gününü oruçlu geçirmek, gecesinde de akşamla yatsı arasında iki rekâtta bir selâm verecek şekilde on iki rekât namaz kılmak, Allah Resûlü tarafından tavsiye edilmiştir. (Bkz: Yusuf Demireşik, Aylar Üç Aylar Mübarek Gün ve Geceler, Sultantepe Yayınları, sh:164-168)

Allâh’ım! Bizlere bu mübârek tevbe ayından affolarak çıkmayı nasîb eyle. Allâh’ım! Receb ve Şaban ayını bize mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır. Âmin.


İşte bu mevsimlerden biri de içlerinde fazileti naslarla belirlenmiş olan ve örfümüzde “üç aylar” diye bilinen Receb, Şaban ve Ramazan aylardır. Allahu Teâlâ’dan bu ayları İslam ümmetine hayır, özellikle sıkıntılarını çektiğimiz meşhur hastalıktan ve sair belalardan kurtuluş vesilesi kılmasını niyaz ederiz.

‏بسم الله الرحمن الرحيم

‏الحمد لله رب العالمين والصلاة والسلام على رسولنا محمد وعلى آله وأصحابه

Hikmetinden, takdirinden ve fiillerinden sual olmayan Allah’u Teala ne yücedir. En güzel isim ve sıfatlar O’nundur. Her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.

Bilmiş olalım ki kâinatın hepsi Allah’u Taala’nın mülküdür, yaratmasının eseridir. Zaman, mekân, kişi vb. O’nun mülkü, varlığının delili, kudretinin tezahürüdür. Allah’u Teala buyuruyor ki: “Gece, gündüz, güneş ve ay hep O’nun ayetlerindendir. Siz güneşe, aya secde etmeyin. Onları yaratan Allah’a secde edin” Fussilet 37

Kâinatı yoktan var eden Allah’u Teala’nın hikmetinin eseri olarak bazı zamanları diğer zamanlara, bazı mekanları diğer mekanlara, bazı kişileri diğer kişilere üstün tutmuştur. Binaenaleyh o zamanlardaki yahut o mekanlardaki ibadetleri başka zaman yahut mekanlardaki ibadetlerden faziletli kılmıştır.

Bunun hikmetini beyan sadedinde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Şüphe yok ki Rabbinizin, akan zaman içinde ihsan ettiği fırsatları vardır. Bu fırsatları yakalamaya çalışın. Ola ki o fırsatlardan biri sizi yakalar da ondan sonra bir daha asla bedbaht olmazsınız.” Hadisi Taberani Muhammed b. Mesleme’den rivayet etmiştir. Âlimler der ki: “Sair zamanlarında nefsine uyarak Allah’a layıkıyla kul olmaktan uzaklaşan kişi, bugün ve zamanlarda Allah’ın rahmetinin, mağfiretinin daha yakın olduğunu bilince kalbinde Allah’a dönüş için bir azim meydana gelir. Bu da onun kurtuluşuna vesile olacak amellere başlayıp sarılmasına sebep olur.”

İşte bu mevsimlerden biri de içlerinde fazileti naslarla belirlenmiş olan ve örfümüzde “üç aylar” diye bilinen Receb, Şaban ve Ramazan aylardır. Allah’u Teâlâ’dan bu ayları İslam ümmetine hayır, özellikle sıkıntılarını çektiğimiz meşhur hastalıktan ve sair belalardan kurtuluş vesilesi kılmasını niyaz ederiz.

Gönül isterdi ki bu şekildeki mevsimler hakkında farklı bakış açıları bulunsa da İslam aleminde, müslümanlar arasında tartışmanın, bidatle ve sünnete muhalefetle ithamın sebebi olmasın. Mesele daha çok İslam alimlerinin “fazilet vesilesi ameller” diye ifade ettikleri ameller kapsamında değerlendirilsin. Lakin temenni bu olsa da vakıamız bu değildir. Biz de bu çerçevede farklı görüşü olanlara bir cevap şeklinde değil de yazımıza, sözümüze -ehil olmasak da- değer veren kardeşlerimize hatırlatma ve nasihat kabilinden birtakım hususları dile getirmek istedik:

Bu çerçevede deriz ki:

Enes bin Malik’ten rivayet edildiğine göre şöyle dedi: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Receb ayı girdiğinde şöyle derdi: “Allah’ım Recep ve Şaban aylarında bizim için bereketli kıl, bizi Ramazan’a eriştir.” Hadis, Müsned’de, İmam Beyhâki Şuab’ul-İman’da, Heysemi Mecma’uz-Zevaid’inde rivayet edilmiş ve senedindeki zayıf bir raviden dolayı zayıf kabul edilmiştir.

Üsame b. Zeyd’den de rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Dedim ki: Ey Allah’ın Resulü Şaban ayında oruç tuttuğun kadar başka bir ayda oruç tuttuğunu görmedim? Buyurdu ki: “Bu (Şaban ayı), Recep ile Ramazan arasında kalan insanların da ihmal ettiği bir aydır. Ayrıca bu Amellerin âlemlerin Rabbine arz edildiği bir aydır. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini istiyorum.” Hadisi İmam Nesai ve İmam Ahmed rivayet etmiştir. Senedinin de hasen olduğu belirtilmiştir.

Bazı âlimler hadiste geçen “bu, Recep ile Ramazan arasında kalan insanların da ihmal ettiği bir aydır” ifadesinden yola çıkarak Recep ayının faziletine, zikredilen oruç ibadetinden dolayı da Recep ayının orucuna işaret edildiğini beyan etmişler ve bu ayda oruç tutmanın müstehab olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca hadis Şaban ayının faziletli bir ay olduğunu, Rasulullah’ın bu ayda çok oruç tuttuğunu belirtmiştir.

Müminlerin annesi Hazreti Aişe (r.ah)’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi: “Rasulullah’ın Ramazan ayı dışında hiç bir ayı baştan sona oruçlu olarak geçirdiğini görmedim. Şaban ayında oruç tuttuğu kadar başka bir ayda oruç tuttuğunu da görmedim.” Hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

Denilebilir ki: Hadiste görüldüğü gibi Rasulullah, Ramazan ayı dışında hiçbir ayı baştan sona tutmamıştır. Ancak günümüzde üç ayların hepsini oruçla geçiren insanlar vardır. Deriz ki: Fıkıh usulü ilminde kabul edilen kaideye göre, “mutlak terk (yani herhangi bir fiili işlememek)” o fiilin nehiy edildiği anlamına gelmez. Evet Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’den tek başına Receb ayını baştan sona oruçla geçirmenin nehiy edildiği varid olmuştur. Hadisi İbni Mâce rivayet etmiştir, ancak hadis zayıftır. Ayrıca Receb ayı ile başka bir ayı yahut İmam Ahmed’in dediği şekilde aydan bir veya iki günü bırakarak tuttuğu zaman bu nehyin dışında kalmış olur.

Ayrıca Receb ayı haram aylardandır. Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır: “Doğrusu ayların sayısı, Allah katında on iki aydır. Gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında bunlardan dördü haram olanlardır. İşte bu en payidar, en doğru dindir. Onun için bilhassa bu aylarda nefislerimize zulmetmeyin.” Tevbe Suresi 36

Ayet-i kerimenin tefsiri ile alakalı olarak Katade şöyle der: “Allah mahlukatından bir kısmını seçmiştir. Meleklerden elçiler, insanlardan Resuller seçmiştir. Sözlerden, kelâmdan “zikr”ini seçmiştir, yeryüzünden mescitleri seçmiştir. Aylardan Ramazan ve haram ayları seçmiştir. Günlerden cuma gününü, gecelerden Kadir gecesini seçmiştir. Binaenaleyh Allah’ın tanzim ettiğini siz de tazim edin. Zira fehim (anlayış,) akıl ehlinin nezdinde işler, Allah’ın tazim etmesi ile tazim kazanır.” Ayrıca şöyle der: “Haram aylarda zülüm diğer aylarda işlenen zulümden daha büyük bir günahtır…” Bu izah da haram aylardan biri olan Receb ayının tazim edilmesi gerektiğini gösterir.

Dua ile ilgili olarak da Abdullah b. Ömer’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Beş gece vardır ki bu gecelerde edilen dua geri çevrilmez cuma gecesi, Recep ayinin ilk gecesi, Şaban ayinin on beşinci gecesi, bayram (Ramazan) gecesi ve Kurban gecesi.” İmam Beyhâki Şuab’ul- İman’da rivayet etmiştir.

İmam Şafii de şöyle demiştir: “Bize ulaşan haberlerde şöyle denildi: Şüphesiz dua şu beş gecede icabete mazhar olur. Cuma gecesi, kurban gecesi, Ramazan bayramı gecesi, Receb ayının ilk gecesi, Şaban ayının ilk gecesi.” El-Umm 1/264

Aktarmış olduğumuz bu hususlara Şaban ayının on beşinci gecesi ile ilgili varid olan faziletleri eklediğimizde bu ayların gerçekten kıymeti bilinmesi gereken ve nafile ibadetlere daha fazla yönelmenin faziletli aylar olduğu neticesine ulaşırız.

Diğer taraftan bu aylarda yapılacak ibadetler; nafile namaz, nafile oruç, dua, sadaka vb. gibi ibadetleri teşvik ve emreden genel emirler kapsamında da yer almaktadır. Kaldı ki bu genel emirlere ek olarak haklarında özel rivayetler de mevcuttur…

“Hususi bir namaz, hususi bir dua; yani şu gece şu kadar namaz kılan şöyle şöyle sevaba nail olur” meselesine gelince bu konuda sabit bir nass yoktur. Ancak bu husus o gün yahut gecelerde nafile ibadet edilemeyeceği manasına gelmez. Bilakis her türlü namaz kılınabilir, dua edilebilir, oruç tutulabilir. Nitekim fıkıh usulü ilminde belirtilen kaide şöyle der: “Mutlak emir (yani herhangi bir kayda bağlanmamış olan emir sigası) dört hususu; zamanları, mekanları, halleri ve kişileri şamildir, kuşatır.” Dolayısıyla “namaz kıl, oruç tut, kuran oku, sadaka ver, dua et vb.” denildiğinde, özel bir delil ile tahsis edilen dışında “her zamanda, her mekânda, her hal üzere ve her kişi” tarafından yapılabileceğini ifade eder. Daha iyi izah için, “Kur’an oku” emrini örnek alacak olursak bu emir, her zamanda, her mekânda, her hal üzere kuran okunabileceğini ifade eder. Fakat varid olan hususi delilden dolayı mekân olarak tuvalet vb. yerde, hal olarak cünüp yahut hayızlı iken Kur’an okunmaz. Binaenaleyh bu ayların günleri yahut geceleri hakkında bu ibadetlerin yapılmasına engel teşkil edecek herhangi bir sarih, sahih nas yoktur. Dolayısıyla bu aylar ve bu ayların gün ve geceleri o genel ifadelerin kapsamında yer alır.

Recep ayının ilk Cuma gecesine yani Regaip diye ifade edilen geceye gelince bu hususta aktarılan “özel namaz” sahih bir rivayete dayanmaz. Ancak Cuma gecesi olması yönünden ve mutlak nafile niyetiyle namaz kılınmasında herhangi bir mahzur yoktur. Bu konuda büyük âlimlerimizden İzz b. Abdüsselam ile İbnu’s-Salah arasında bu konuda (yani Regaip gecesi kutlaması hakkında) bir münazara cereyan etmiş, arada olan âlimler böyle bir gecenin bulunmadığını savunan İzz b. Abdüsselâm’ı haklı bulmuşlardır. Ancak bu meseleye bağlı olarak şuna dikkat çekmek isteriz. Muteber âlimlerin ihtilaf ettiği bir konuda bizim tercih etmediğimiz görüşü benimseyen âlimleri bidat ile, münker olmakla itham ihtilaf usulüne aykırıdır. Zira o görüşte İslam âlimler arasında muteber bir yeri olan İbnu’s-salah (rh.a.) tarafından savunulmuştur. Aynı tavrın günümüzde varid olan bu görüşlere dayanarak Regaip gecesi veya kandilini kutlamak isteyenlere gösterilmesi gerekir. Bidat yahut münker amelle tavsif edilmesi ağır bir ithamdır.

Belki değinilmesi gereken şu husus kalmıştır. “Peki biz, şimdiye kadar bu tür nafilelerin, kutlamaların bidat, münker ameller olduğunu söylemiştik. Şimdi nasıl başka bir şey söyleyelim.” Buna cevap ise şudur: Evvela şu an yaşadığımız afetin temel sebebi bizimle naslar arasındaki alimleri kaldırmamız, her birimizin müçtehitmişiz gibi eline geçen hadisten hüküm çıkarmaya çalışmamızdır. Dolayısıyla tekrar müçtehit imamlarımıza ve onların izinden giden âlimlere dönmemiz gerekir. İkinci olarak, eğer bu sözleri bir alimin içtihadına dayanarak söylemiş isek, mesuliyet o alimin boynundadır. Önemli olan o alimin muteber ulemadan biri olmasıdır. Yok eğer kendi görüşümüz yahut kendi verdiği kanaati dinin esası, farklı görüşü ise münker bir bidat gören birinden almışsak bu durumda Hazreti Ömer (r.a.)’ın Ebu Musa El-Eş’ari’ye tavsiyesine uymak en isabetli yol olacaktır. Hazreti Ömer (r.a.) gönderdiği mektupta şunu söyler:

“…Dün hükme bağlanmış olduğun, bugün ise tekrar gözden geçirdiğin ve neticesinde doğrusuna yol bulduğun kararın, doğruya, hak olana dönmene mâni olmasın. Zira hak kadimdir (öncedir) hiçbir şey onu iptal etmez (batıl kılmaz). Hakka dönmek ise batıl üzere devam etmekten hayırlıdır.”

Şunu da unutmayalım: İmam Şafii (rh.a) Irak’a gidip Mısır’a dönüşünden sonra yeni mezhebini tesis etmiş ve eski görüşlerinin aktarılmasına müsaade etmemiştir.

Abdurrahman b. Semüre (r.a.)’dan rivayet edilen hadiste de Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Herhangi bir konuda yemin edersen sonra başkasının yemin ettiği şeyin değilde başka durumun ondan daha hayırlı olduğunu görürsen hayırlı olanı yap yeminin de kefaretini yerine getir.” Muttefekun aleyh

Bu konuda yazacaklarımız bunlardır. Doğru ve hayır, Allah’ın muvaffakiyeti ve ihsanı, yanlış ise bizden, kasır olan akıl ve ilmimizdendir.

Allah’u Teala ihsan ettiği ömrün her anının kıymetini bilen ve Allah’ın rızâsına nail olmaya sarf eden kullarından eylesin. Recep ve Şaban aylarını ibadat-ı taat ile bereketli kılsın bizleri Ramazan’a kavuştursun.


Recep Ayının Fazileti Hakkında Kırk Hadis

    İçinde bulunduğumuz Mübarek Recep ayı hakkında masumlardan hadisler.

Recep Ayı, yüce Allah’a kulluk ve ibadet aydır. Bu ay daha fazla ve daha iyi ibadet etmek için çok güzel bir fırsattır. Bu ay çok faziletli bir aydır. İnsan, bu ayın manevi atmosferinden yararlanarak Allah’a yakınlaşmak için bu ayın benzersiz fırsatlarından yararlanabilir. Recep Ayı tövbe ve Allah’a dönüş ayıdır. Allah’a yalvarış, yakarış, zikir ve dua ayıdır. İnşallah bu aydan gereği kadar yararlanmak ümidiyle.



1-İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Recep, Allah’ın büyük ayıdır. Hiçbir ay hürmet ve fazilette bu aya ulaşamaz. Bu ayda kâfirlerle savaş haramdır. Şunu bilin ki Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır. Kim recep Ayının bir gününü oruç tutarsa, Allah’ın rızasını kazanmış olur. Allah’ın gazabı ondan uzaklaşır ve cehennem kapılarından birisi onun yüzüne kapanır.” (Bazı rivayetlerde de bu ay Hz. Ali’nin (a.s) ayı olduğu geçer)



2-İmam Musa Kazım’dan (a.s) şöyle rivayet edilir: “Kim Recep’ten bir gün oruç tutarsa, cehennem ateşi bir yıllık mesafe ondan uzaklaşır. Kim üç gün oruç tutarsa, cennet ona farz olur.”



3-İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste İmam (a.s) Resul-i Ekrem’den (s.a.v) şöyle rivayet etmiştir:



“Recep benim ümmetim için mağfiret dileme ayıdır. Bu ayda istiğfar edin zira Hak Teâlâ, çok bağışlayan ve rahimdir. Recep ayına “Asabb” (dökülen) denir; zira bu ayda benim ümmetimin üzerine çok rahmet dökülür. O halde şu zikri çok söyleyin: ‘Esteğfirullahe ve es’eluhu’t-tevbe.’ (Allah’tan mağfiret ve tövbe diliyorum)”



4-Bir rivayette şöyle zikredilir: “Her aydan Eyyam’ul-Biz’de (Beyaz günler, yani her ayın 13, 14 ve 15. günlerinde) oruç tutmak, dereceleri yüceltir ve sevapları büyütür.”



5-Kutsi bir hadiste şöyle geçer: “Recep Ayını kendimle kullarım arasında bir ip olarak kılmışımdır. Her kim o ipe sarılırsa bana ulaşabilir.”



6-Kutsi bir hadiste yine şöyle geçer: “Recep Ayı benim ayımdır. Kul benim kulumdur. Rahmette kendi rahmetimdir. Her kim bu ayda beni isterse ve benden dua talep ederse onun duasına icabet ederim. “



7- İslam Peygamberi (s.a) şöyle buyurmuştur: “Cennete öyle bir saray vardır ki, oraya sadece “Recep” Ayında oruç tutanlar gireceklerdir.”



8-İmamı Musa Kazım (a.s) buyurmuştur: “Recep Allah’ın büyük ayıdır. Bu ayda işlenen hatırlı amellerin karşılığı iki kat olacaktır ve günahlardan pak olacaktır.”



9- İmamı Musa Kazım (a.s) buyurmuştur: “Recep, cennette sütten beyaz ve baldan daha tatlı bir nehrin adıdır. Ondan sadece o ayda oruç tutanlar kana kana içeceklerdir.”



10- İslam Peygamberi (s.a) şöyle buyurmuştur: “Hak Teâlâ aylar içinde Recep Şaban ve Ramazan Ayını seçmiştir.”



11- Rivayetlerde şöyle zikredilir: “Recep büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat artırır. Recep Ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, ‘Geçmiş günahların af oldu’ der. Recep Ayında Allah Nuh’u (aleyhisselam) gemiye bindirdi ve o da, Recep ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti.”



12- Hz. Peygamber (s.a.v) buyurmuştur: “Recep Ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır. ”



13- Hz. Peygamber (s.a.v) buyurmuştur: “Bu ayda yarım hurmayla da olsa (sadece bu miktara güç yetirenler için) sadaka vermek; bunu yapan kimsenin cesedini, Allah cehennem ateşini haram kılar.”



14- Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) dualarında şöyle demiştir: “Allah’ım! Recep’i ve Şaban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaştır” buyururlardı.”



15- İmam Musa Kazım’dan (a.s) şöyle rivayet edilir: “Kim Recep’ten bir gün oruç tutarsa, cehennem ateşi bir yıllık mesafe ondan uzaklaşır. Kim üç gün oruç tutarsa, cennet ona farz olur.”



16- Kısaca “Recep Ayının” orucuyla ilgili çok fazilet ve sevap nakledilmiştir. (Bazı mazeretlerden dolayı) Recep Ayının orucunu tutamayan birisi, her gün yüz defa şu zikri söylerse recep ayının orucunun sevabını (kısmen de olsa) idrak etmiş olur: “Subhan’el-İlah’il-celîl. Subhane men la yenbeğî’t-tesbîhu illa leh. Subhan’el-eazz’il-ekrem. Subhane men lebise’l-izze ve huve lehu ehl.”



17- Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Recep Ayının gecelerinden birinde on rekat namaz kılarak, her rekatta bir defa Fatiha, bir defa Kafirun ve üç defa İhlas Suresi’ni okursa, Allah yaptığı günahları bağışlar.



18- Resulullah şöyle buyurdu: “Kim Recep Ayını idrak edipte onun evvelinde, ortasında ve sonunda gusül ederse, anasından yeni doğmuş gibi günahlarından temizlenir.”



19- İmam Ali Rıza (a.s.), ceddi Hz. Ali (a.s.) için şöyle söyler: “Ceddim üç gece var ki o gecelerde hiç uyumaz sabaha kadar ibadet ederdi. Bunlar: Ramazan ayının 23. Gecesi, yine Ramazan ayının son gecesi olan iftar gecesi ve Şaban ayının 14 ünü 15 ine bağlayan gecelerdir. Hz. Resulullah’ın (s.a.a.) bu gece hakkında şöyle hadisi vardır: ‘Kim ki bu geceyi tam bir inanç ve temiz yürekle ibadetle, duayla ve istiğfarla geçirirse, Allah (c.c.) dualarını kabul eder.’”



20- Resul-i Ekrem (s.a.a) buyurmuştur: “Recep Ayındaki ilk cuma gecesinden gaflet etmeyin. Hiç şüphesiz o geceye melekler ‘Ragâib Gecesi’ derler. Zira gecenin üçte birisi geçtiğinde, göklerde ve yerde bulunan bütün melekler Kâbe ve etrafına toplanırlar. Allah-u Teâlâ onlara hitap ederek şöyle buyurur: ‘Ey benim meleklerim, istediğiniz şeyi benden dileyin.’ Onlar da şöyle arz ederler: ‘Ey Rabbimiz, bizim isteğimiz Recep Ayının oruçlularını bağışlamandır.’ Allah Tebâreke ve Teâlâ da ‘Kabul ettim’ diye cevap verir.”



21- Bir hadis-i şerifte şöyle zikredilmiştir: “Kim Recep Ayında yetmiş defa sabahleyin, yetmiş defa da akşamleyin ‘Allah’tan bağışlanma diler ve O’na tevbe ederim.’ diyerek Allah’tan mağfiret diler, yetmişinci defanın ardından ellerini kaldırarak ‘Allah’ım bağışla beni ve tövbemi kabul eyle.’ diye yalvarır, Recep Ayında ölürse, Allah’ın hoşnutluğunu kazanarak ölür ve Recep Ayının bereketiyle cehennem ateşine müptela olmaz.”



22-Bir hadisi şerifte şöyle zikredilir: “İslam Peygamberi (s.a.a) Recep Ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz onu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz onu hiç oruç tutmayacak zannederdik.”



23- Peygamber efendimiz rivayette şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah gökyüzünün yedinci tabakasın da “Daî” isminde bir melek görevlendirmiştir. Recep Ayı gelip çattığında bu melek akşamdan sabaha kadar şöyle nida eder: ‘Ne mutlu! Zikir ve itaat edenlere.’ Yüce Allah buyuruyor ki ‘Benimle oturmak isteyen ile otururum, bana itaat edene itaat ederim, benden af dileyeni bağışlarım. Bu ay benim ayımdır ve kul benim kulumdur. Rahmet benim rahmetimdir. Bu ayda kim beni çağırırsa icabet ederim. Kim benden hidayet olmayı dilerse, hidayet ederim. Bu ay kulum ile kendi aramda iptir. Kim bu ipe tutunursa bana ulaşacaktır.’”



24-İmamı  Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kıyamette şu şekilde nida edilecektir; ‘Recepliler nerededirler?’ Sonra bir grup heybetli bir şekilde ayağa kalkacaktırlar ki onların özellikleri rivayette zikredilmiştir. Bu grup Recep Ayında en azından bir gün dahi olsa oruç tutan kimselerdir.”



25-Bu ayda tekit edilen ve oruç tutulması  istenen üç günü şunlardır: İlk üç gün, on üçüncü, on dördüncü ve on beşinci günler (Biset Bayramı), Recep Ayının son üç günü.



26-İbn-i Babeveyh, Salim’den şöyle rivayet etmiştir: “Ben Recep Ayının sonuna bir kaç gün kala İmam Sadık’ın (a.s) yanına gitmiştim. Beni görür-görmez şöyle buyurdu: ‘Ey Salim! Bu ayda hiç oruç tuttun mu?’ ‘Hayır vallahi’ dedim ‘Ey Resulullah’ın oğlu!’ İmam (a.s) şöyle buyurdu: ‘O kadar sevap kaybetmişsin ki miktarını ancak Allah (c.c) bilir. Bu, Allah’ın üstün kıldığı ve hürmetini yücelttiği bir aydır. Bu ayda oruç tutanları kendi ikram ve değerlendirmesine mazhar kılmayı kendisine farz kılmıştır.’ Salim diyor ki: ‘Ey Resulullah’ın oğlu, eğer bu ayın kalan günlerini oruç tutarsam, bu ayda oruç tutanların sevabının bir kısmını elde etmiş olabilir miyim?’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Ey Salim! Kim bu ayın sonundan bir gün oruç tutarsa, ölüm anındaki can çekişme ve rahatsızlıklardan, ölüm sonrasının dehşetinden ve kabir azabından kurtulur. Kim bu ayın sonundan iki gün oruç tutarsa, Sırat’tan kolaylıkla geçer ve kim bu ayın sonundan üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününün büyük korkusu, dehşet ve zorluklarından kurtulur ve kendisine cehennem ateşinden kurtuluş beratı verilir.’”



27-Rivayetlerde şöyle geçer: “’Kim İhlâs Suresi’ni Recep Ayının cuma günü okursa, bu, kıyamet günü onu cennete cezb edecek bir nur olur.”



28-İmam Rıza (a.s),Resulullah (s.a.v)’ın şöyle dediğini rivayet ediyor: “Recep, Allah’ın ayıdır. Bu ayda Allah’ın rahmeti kullarının üzerine dökülür. Şaban ayında, tüm iyilikler paylaşılır ve dağıtılır. Ramazan Ayının ilk gecesinden itibaren şeytan bağlanmıştır. Allah, bu ayın her gecesinde 70 bin kişiyi bağışlar. Kadir gecesinde ise; Recep ve Şaban Ayının ölçüsünde; din kardeşiyle düşmanlık ve buğz eden kişiler hariç, tüm kullarını bağışlar.”



29-İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: “’Recep ve Şaban ayının 15′inde. Bu gecede, önce gusül edilmeli. Daha sonra Ümm-ü Davud duası okunmalı. Bu ameli (duayı) yapmak istediği zaman; bu ayların 13,14 ve 15.günlerinde oruç tutulmalıdır. 15.günün öğle vakti olduğu zaman gusleder, güneş eğildiği vakit ise öğle ve ikindi namazlarını teveccühle huzu ve huşu içinde kâmil bir şekilde kılar. Namazı kılarken sakin bir yerde kılması daha uygundur. Namaz bittikten sonra kıbleye doğru dönerek, yüz defa Fatiha, yüz defa İhlas, on defa Ayete’l Kürsi’yi okur. Daha sonra da Enam, İsra, Kehf, Lokman, Yasin, Saffat, Fussilet, Şura, Duhan, Fetih, Vakıa, Mülk, Kalem, İnşikak ve İnşirah Suresi’nden sonra gelen tüm sureleri sonuna kadar okur.”



30-Bu ayda oruç tutamayanlar için zikir: Kısaca Recep Ayının orucuyla ilgili çok fazilet ve sevap nakledilmiştir. (Bazı mazeretlerden dolayı) Recep Ayının orucunu tutamayan birisi, her gün yüz defa şu zikri söylerse recep ayının orucunun sevabını (kısmen de olsa) idrak etmiş olur: ‘Subhan’el-İlah’il-celîl. Subhane men la yenbeğî’t-tesbîhu illa leh. Subhan’el-eazz’il-ekrem. Subhane men lebise’l-izze ve huve lehu ehl.’ Anlamı: Münezzehtir yüce İlâh. Münezzehtir kendisinden başkasına tessbih ve takdis yakışmayan. Münezzehtir en büyük izzet ve kerem sahibi. Münezzehtir layık olduğu halde izzet libasını giyen. -Allah-



31- İmamı Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim Recep Ayının ilk gününde İmam Hüseyin’i (a.s) ziyaret ederse Allah-u Teâlâ onu affederek bağışlayacaktır. Bu ziyaret uzaktan da kabul olur inşallah.”



32-Bir Hadisi Şerif’te şöyle geçer: “Recep, Allahü Teâlâ’nın Ayıdır. Recep Ayına ikram edene, saygı gösterene, Allah-u Teâlâ, dünyada ve ahirette ikram eder.



33- Şeyh Saduk Hz. Sadık (a.s)’dan şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Kim Recep Ayının sonuncu gününü oruç tutarsa, Allah Teala onu ölüm sarhoşluğunun şiddetinden, ölümden sonraki vahşetten ve kabir azabından güvende kılar.”



34- Bir rivayette şöyle geçer: “Kim Recep Ayından bir geceyi ihya eder ve bir gün oruç tutarsa, Allah da ona cennet meyvelerinden yedirir.”



35- Peygamber (s.a.v) buyurmuştur: “Ey İnsanlar! Büyük bir ayın, Allah’ın çok hürmetli ayı (el-esamm) Recep’in, gölgeleri üzerinize düşmüştür. Bu ayda iyilikler katlanır, dualar kabul edilir, sıkıntılar giderilir.”



36-Yine ayrı bir güzel sözde şöyle zikredilmiştir: “Recep, kişinin bedenini temizler. Şaban Ayı gönlünü temizler. Şaban’ın diğer aylara üstünlüğü, benim diğer peygamberlere üstünlüğü gibidir. Ramazan Ayının diğer aylara üstünlüğü, Allah’ın halka üstünlüğü gibidir.”



37-Resulullah (s.a.a) efendimize soruldu: “Ya Resulullah, Recep Ayı için ‘Allah’ın ayı’ diye anlatmanızın sebebi nedir? Şöyle buyurdu: ‘Çünkü bu ayda özellikle mağfiret boldur. Bu ayda, halkın kan dökmesine mani vardır. Bu ayda, Allah Peygamberlerinin tövbelerini kabul buyurmuştur. Allah, bu ayda Peygamberlerini düşmanlarından korumuştur.’”



38- Hz. Peygamber (s.a.v)  buyurdu ki: “Bu Recep Ayı Allah’ın ayıdır.”

Dediler ki: ‘Ya Resulullah! Her ay Allah’ın, her gün Allah’ın, yer Allah’ın, gök Allah’ın, dünya Allah’ın, ahiret Allah’ın, yani ne demek bu?’ Buyurdular ki: ‘Allah’ın mağfiretinin cûşa geldiği ay. Rabbimiz rahmetinin, mağfiretinin kapılarını açıyor bu ayda… Onun için bu ayın bir adı da mutahhir’dir. Temizliyor insanı. Allah’ın rahmeti suyuyla insanın günahları afv u mağfiret oluyor. Karaları, isleri, pasları adeta yıkanıp gidiyor.’”



39-Selman-ı  Farisi’den gelen rivayete göre, şöyle demiştir: -Resulullah (s.a.v) efendimizin şöyle buyurduğunu duydum: “Bir kimse, Recep Ayında bir sadaka verir ise, bin altın sadaka vermiş gibi sayılır. Allah-u Teâlâ, onun bedenindeki her tüy için bin iyilik yazar; bin misli derecesini yükseltir, bin kötülüğü siler.”



40-Recep ayı hakkında söylenilen hikmetli sözler: “Recep kelimesindeki ‘R’ Allah’ın rahmetine, ‘C’ Allah’ın cömertliğine ve yardımına, ‘B’ ise Allah’ın birrine (iyilik ve ihsanına) işaret eder.”

“Recep ‘ekme’ ayıdır, Şaban ‘sulama’ ayıdır, Ramazan ‘derleyip toplama’ ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur. Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer.”

“Recep cefayı terk ayıdır; Şaban amel ve vefa ayıdır; Ramazan ise sadakat ve safa ayıdır.”

Author: RasitTunca

Bir yanıt yazın