Peygamberlerin Lakab ve Ünvanları

Peygamberlerin Lakab ve Ünvanları

Öncelikle bilinmelidir ki, bu Ünvanlar,  o peygamberlerin, mizac ve güzel ahlak, ve, Allah ile olan münasebetleri sebebiyle, insanlar tarafından onlara verilmiştir. Yoksa Allahu Teala Kuranda, Böyle ünvanlar ile onlara hitab etmemiştir. Kuran’da Allahu Teala nın, Hz. Musa a.s ile konuştuğu bildirilmekle birlikte, doğrudan Kelimullah “Kelimullah= Allah ile konuşan” deyimi  Kuran da kullanılmaz. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.s) de Miraç sırasında Allah ile konuşmuştur, fakat ona Kelimullah demeyiz, Muhammed aleyhisselama Habibullah deriz, ve birde Rasulallah veya Rasulullah denir ki, ve bu kuranda Fetih suresinde, peygamberimize böyle bir hitap vardır.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ اَشِدَّٓاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَٓاءُ بَيْنَهُمْ تَرٰيهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانًاۘ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Muhammedun rasulullah, vellezine meahu eşiddau alel kuffari ruhamau beynehum terahum rukkean succeden yebtegune fadlen minallahi ve rıdvanen

Meali :

Muhammed, Allah’ın Resul’üdür. Onunla beraber olanlar, gerçeği yalanlayan nankörlere karşı sert, birbirlerine çok merhametlidirler. Onları; rüku ederken*, secde ederken* ve Allah’tan bağışlanma ve hoşnutluk isterlerken görürsün.

Sadakallahul Aziym Fetih Suresi 29. Ayetten pasaj

Kelimei Tevhid, yani birleme cümlesi, iki cümleden oluşur

“La ilahe illallah, Muhammedün Rasulallah”

“La ilahe illallah”   Allah ı birlemekdir “Muhammedün Rasulallah” da peygamerimizi hem birlemek, hemde aidiyatını belirtmek, hemde  Allah katında rütbesi ve lakabının ne olduğunu belirtir.

Bazi alimler, sadece altı peygamberi Ülülazim Peygamberler olarak nitelendirip, bu altı Peygamber, diğer Peygamberlerden daha üstündür diyerek, Bunlara Ülülazm Peygamberler denir demişler. Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselam Hepsinden üstündür diye biliriz bizler.ki hadis olup olmadığı hususunda ihtilah olan bir ravyet ile Cenabı Mevla

“”Levlâke levlâke Lema halaktül eflâk”

“Sen olmasaydın,sen olmasaydın, ey Habîbim, Ben âlemi felekleri (kâinatı) yaratmazdım”

Bu hadis-i kudsînin kaynakları: Bu hadis-i kudsî, Acluni, II: 164; Hakim el Müstedrek, II: 615 Suyutînin El-Leâlil-Masnûa; Aliyyü-Kârînin El-Esrârul-Merfûa ve diğer bir eseri olan Şerhüş-Şifâ; Şevkânînin El-Fevâidül-Mecmûa; Hâfız Aclunînin Keşfül-Hafâ; Muhammed Said Zalûlün Tahkîk; İmam-ı Nevevînin El-Ezkâr adlı eserlerinde kayıtlıdır.

Diğer yandan Mevlânâ Câmî, Ahmed-i Cezerî, Mevlânâ Hâlid, İmam-ı Rabbânî, Bedîüzzaman Said Nursî gibi nice İslâm âlimleri bu hadis-i kudsîyi eserlerine almışlar.

Hz. Cabir anlatıyor:

“Ey Allah’ın Rasulü! Anam-babam sana feda olsun, Allah’ın her şeyden önce ilk yarattığı şeyi bana söyler misiniz?” diye sordum. Şöyle buyurdu,

“Ey Cabir! Her şeyden önce Allah’ın ilk yarattığı şey senin peygamberinin nurudur. O nur, Allah’ın kudretiyle onun dilediği yerlerde dolaşıp duruyordu. O vakit daha hiçbir şey yoktu. Ne Levh, ne kalem, ne cennet, ne ateş/cehennem vardı. Ne melek, ne gök, ne yer, ne güneş, ne ay, ne cin ve ne de insan vardı.”

“Allah mahlukları yaratmak istediği vakit, bu nuru dört parçaya ayırdı. Birinci parçasından kalemi, ikinci parçasından Levh’i (Levh-i mahfuz), üçüncü parçasından Arş’ı yarattı. Dördüncü parçayı ayrıca dört parçaya böldü: Birinci parçadan Hamele-i Arşı (Arşın taşıyıcılarını), ikinci parçadan Kürsi’yi, üçüncü parçadan diğer melekleri yarattı. Dördüncü kısmı tekrar dört parçaya böldü: Birinci parçadan gökleri, ikinci parçadan yerleri, üçüncü parçadan cennet ve cehennemi yarattı. Sonra dördüncü parçayı yine dörde böldü: Birinci parçadan müminlerin basiret nurunu/iman şuurunu, ikinci parçadan -marifetullahtan ibaret olan- kalplerinin nurunu, üçüncü parçadan tevhitten ibaret olan ünsiyet nurunu (La ilahe illallah Muhammedu’rrasulüllah nurunu) yarattı.”

( İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404; Kastalanî, Mevahibü’l-Ledünniye: 1/6; Krş. Aclunî, I/262-6)

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadisi kudsîde:

“Allah, seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım, buyurdu.” buyurmuştur.

(Îmân Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404; Aclûnî, Keşfü’l-Hâfâ I-265/827)


Ülülazim Peygamberlere verilen unvanlar Şunlardır:

Muhammed aleyhisselama Habibullah denir.Allahü teâlânın sevgilisi demektir. Çünkü en çok Onu seviyordu. Kâinatı Onun için yarattı.

İbrahim aleyhisselama Halilullah denir. Allahü teâlânın dostu demektir. Çünkü  O nun kalbinde, Allahü teâlânın sevgisinden başka, hiçbir sevgi yoktu hatta evladını bile o nun uğrunda kesmeye yatırmıştı, ateşe atıldığında da ben sadece ondan yardım dilerim demişti.

Musa aleyhisselama Kelimullah denir. Allahü teâlânın kendisi ile konuştuğu kimse demektir. Kelim, kendisine söz söylenen, kendisiyle konuşulan demektir.

İsa aleyhisselama Ruhullah denir. İsa aleyhisselam için kullanılan ruhullah , Allah’ın ruhundan üfleyerek O nu babasız meydana getirdiği kimse anlamındadır.

Âdem aleyhisselama Safiyullah denir. Allahü teâlânın ihsanı ile seçilmiş, bilhassa kafasını da kudret elimle halkettim rivayetleri vardır, Safiyullah saf ilk ve temiz kimse olarak yaratılmış demektir.

Nuh aleyhisselama Neciyullah denir. Gemi ile bütün insan ve hayvan sounu kurtaran olduğu için Neciyullah yani kurtarıcı ünvanı alır ve birde
o bin seneye yakın zamanındaki insanları Allah ın yoluna çağırmış, ancak kabul eden çok az kimse olmuş ve peygamberi yalanlayıp  onu deli  sayıp onunla alay etmeleri sebebiyle onlardan bezip, Rabbimize “bu zalim topluluktan, kurtar beni” diye niyaz ve dua ettiği için,  ve yine alttaki ayette geçen “Beni ve benimle birlikte olan mü’minleri kurtar”  diyen olaraktan,  Yine neccini duasının sahibi olan kimse olaraktan, ümmetin ve insanlığın kurtarıcısı manasındadır, o lakabı işte birde.

Nuh (a.s) Allah’u Teala’ya şöyle dua ve niyazda bulunmuştur:

Rabbi inne kavmi kezzebün. Feftah beyni ve beynehüm fethan ve neccini ve men meıye minel mü’miniyn.

MANASI:

“Rabbim! Hakiketen kavmin beni tekzip etti. Benile onların arasındaki hükmü sen ver de beni ve beraberimdeki mü’minleri kurtar.”

Rabbi la tezer alel ardı minel kafirine deyyara.

“Ey Rabbim! Yeryüzünde kafirlerden yurt tutan hiçbir kimse bırakma.”

Allah’u Teala Nuh (a.s)’ın bu duaları üzerine şöyle buyurdu:

“And olsun ki Nuh bize dua etmişti de ne güzel icabet ve kabul eylemiştik. Biz hem onu, hem ehlini sıkıntıdan kurtardık.”

“Biz azimüşşan onu da, beraberinde olanları da o dolu yüklü geminin içinde selamete erdirdik. Sonra arkalarından arta kalanları da suda boğduk.”

Sadakallahul Aziym Şuarâ Suresi 117, 118,  119, 120. Ayetler


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَنَجِّنِى وَمَن مَّعِىَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

neccinî ve men maiye minel mu’minîn.

Meali :

Beni ve benimle birlikte olan mü’minleri kurtar.

Sadakallahul Aziym Şuarâ Suresi 118. Ayet


Kuranda ki, Neccini duası edenlerin duaları

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

Kasas Suresi 21. Ayette Musa yumruk vurdugu adam kaza ile ölünce, oradan kaçmadan önce dedi ki

رَبِّ نَجِّنِى مِنَ ٱلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ


Şuarâ Suresi 118. Ayette Nuh aleyhisselam da dediki

وَنَجِّنِى وَمَن مَّعِىَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ


Mâide Suresi 25. Ayette  yine Musa denizi yardiginda dedi ki

فَافْرُقْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ الْقَوْمِ الْفَاسِق۪ينَ

Musanin kavmide dedi ki Yûnus Suresi 86. Ayette


وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ مِنَ الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَ


Firavun’un Karısı: Âsiye de Tahrîm Suresi 11. Ayette dedi ki

وَنَجِّنِي مِنْ فِرْعَوْنَ وَعَمَلِهِ وَنَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ


Ve bizde bunlara bakaraktan, ve bazı peygamberlerin bazı hasssas durumlarına bakaraktan, şu lakab ve ünvanların, onlara  daha çok yakıştığına  karar kıldık. ve her peygambere iman (Kelime-i Tevhid cümlesi), o peygamerin durumu ile ve lakabi ile ve tevhid kelimesi  ile meydana geldiği için, bunları da şöyle sıraladık :

La ilahe illallah, Cebrail Vahyullah (Vahyi getirip götüren melek olduğu için)
La ilahe illallah, Adem Safiyullah (Allahü teâlânın ihsanı ile seçilmiş  saf ilk ve temiz kimse olarak yaratılmış demektir)
La ilahe illallah, Habil Mezruallah (ilk çiftcilik yapan olduğu için)
La ilahe illallah, Kabil Meşyullah (ilk hayvancılık ve besicilik yapan olduğu için)
La ilahe illallah, Habil Mazlumullah (ilk zulme uğrayan olduğu için)
La ilahe illallah, Kabil Katilullah (ilk Katil olan insan olduğu için)
La ilahe illallah, idris Terziyyullah (ilk Terzi olduğu için)
La ilahe illallah, Nuh Neciyyullah (Gemi ile bütün insan ve hayvan sounu kurtaran olduğu için Neciyullah yani kurtarıcı ünvanı alır )
La ilahe illallah,ilyas Cennetullah(Cennte girip bir dah çıkmadığı için)
La ilahe illallah, Hızır Hayyullah (Ölmeyen, hep diri kalan, ölümsüzlük suyundan içen adam olduğu için)
La ilahe illallah,Salih Haggullah(Hayvanlardan olan Deve ninde, insanlar gibi, Allahin suyundan içmeye hakkı olduğunu savunduğu için)
La ilahe illallah, Hud Mahfuzallah (Taş fırtınasından, Kendisi ve ahalisini, etraffına çizdiği bir daire bir çizgi ile, Allah ın onları  koruduğu  için, Satürn Meselesi)
La ilahe illallah, Zülkarneyn Setrullah (Yecüc mecuc ile aramıza set veya sütre çeken olduğu için)
La ilahe illallah, Şaya Femullah (Allahu Teala, bir seferinde, insanlara onun  ağzından hitap ettiği  için)
La ilahe illallah, Elyesa Nasrullah(Allah onu bir peygambere yardımcı olarak zanı nasrani olrak tayin etmiştir onun için)
La ilahe illallah, Üzeyir Müheyminulllah (Allah onun ölüleri nasıl diriltiyorsun sorusuna karşılık onu Eşeğini öldürüp 300 sene sonra tekrar diriltmiş müheymin etmiştirde ondan dolayı)
La ilahe illallah, Eyyub Marizallah ( Büyük bir bela olan hastalığa tutulduğu için)
La ilahe illallah, Lokman Şifaullah veya Hekimullah (ilk Doktor, ve neyin, neye iyi geldiğini bilen, o olduğu için)
La ilahe illallah, Yunus Tevkifullah veya Tevfikullah
(Allah ın Yunus peygamberi cezalandırıp, bir yunusun balığının  karnında hapsettiği için, yani tevkif ettiği için)
La ilahe illallah, Yuşa Refikullah (Musaya  Hızır ile yolculuğunda ona refakat eden olduğu  için)
La ilahe illallah, ibrahim halilullah (Allahü teâlânın dostu demektir)
La ilahe illallah, ismail Zebhullah (ilk Kurbanlık olduğu için)
La ilahe illallah, ishak Mucizallah (Kısır olan Sareye sonradan ibrahimin duasi sebebiyle, sonradan mucizevi melek tedavisi sebebiyle verildiği için)
La ilahe illallah, Lut Mağdurallah yahut Hicretulllah (ülkesinden, ardına  bile bakmadan çıkarıldığı için)
La ilahe illallah, Yakub Hasretullah (Yusufuna hasretinden katarakt olana kadar agladığı  için)
La ilahe illallah, Yusuf Cemalullah veya Cemilallah veya Ruyetullah (Güzel yüzlü ve rüya yorumcusu olduğu  için)
La ilahe illallah, Bünyamin Merhametullah (Yusufu öldürmeyelimde kuyuya atalım, belki biri gelir çıkarır da kurtulur dediği için)
La ilahe illallah, Davud Yedullah (ilk defa elleriyle, demirin nasıl işlenip yararlı hale getirilceği ilmi, ona öğretildiği için, Demir elinde hamur olurdu diye rivayetler var)
La ilahe illallah, Süleyman Malikullah veya Hakimullah (Dünyadaki, insanların, hayvanların, Cinlerin ve Şeytanların Hükümdari olduğu, ve verdiği hükümlerde de isabetli kararlar verdiği için)
La ilahe illallah, Şuayb Raillah (Allah ın ona,  geçimlik olaraktan Çobanlık mesleğini verdiği için, Hz musanın denizi yardığı (Asa-ı Musa) Aasaa sıda onun çobanlık Aasa sıdır )
La ilahe illallah, Harun Tercümanullah (Musanın dili pepe veya peltek olduğu için, onun dediklerini, firavuna ve başkalarına  tercüme eden olduğu için)
La ilahe illallah, Musa Kelimullah (Allahü teâlânın kendisi ile konuştuğu kimse olduğu için)
La ilahe illallah, irmiya Mekrullah (Doğru olan bir hile ile imtihan olduğu için)
La ilahe illallah, Zekeriya ve Yahya Şehidullah (Zalimlerce hunharca kesilerekten Şehid edildikleri için)
La ilahe illallah, Meryem iffetullah (Namuslu olmasına rağmen hamile kaldığı için, isaya rab ve tanrı denilir, Tanrı doğurabilcek kadar iffetli olan olduğu için Immaculata)
La ilahe illallah, isa Ruhullah (Allah O nu Kutsal ruhundan, yani O nu, babasız değıl amma, daha dünyaya gelmemiş bir ruh halindeki Babadan meydana getirdiği kimse olduğu için)
La ilahe illallah, Muhammed Rasulallah veya Habiballah (Allahın elçisi ve peygamberi ve sevdiği kimse olduğu için)
La ilahe illallah, Ebu Bekir Sadıgullah (Peygamerimize sadık bir dost olduğu için)
La ilahe illallah, Ömer Adlullah (Adaleti yerine getirmek için, kendi çocuğuna bile acımayan olduğu için)
La ilahe illallah, Osman Hayaullah (Çok Terbiyeli bir kimse, meleklerin bile ondan utandığı kimse olduğu için)
La ilahe illallah, Ali Esedullah (Korkusuz bir yiğit olduğu için)
La ilahe illallah, Hasan vel Hüseyin Reyhanullah (Peygamerimizin, onlar benim, cennetteki, iki reyhanım, iki kokum dediği için)
La ilahe illallah, Fatma Ümmiyyullah ( O na biz müslümanlar, hep annemiz diye hitap ettiğimiz, ve hatta peygamerimizin bile, annecikveya “Baabasının Annesi” diye hitap ettiği için, Hani bizlerde meşhur olmuştur Sevince annem diye yavrumuza hitab ederiz)
La ilahe illallah, Mehdi Hidayetullah (insanlara yolun doğrusunu gösteren olduğu için)
La ilahe illallah, Halid bin Velid  Seyfullah (müslümanada, kafirede, Allah ın yenilmeyen  kılıcı olduğu için)
La ilahe illallah, Talha bin Ubeydullah (Uhud savaşında Hz. Resûlullahı korumak uğrunda müşriklerden gelen oklara ellerini siper eden Hz. Talha iki elini kaybetmiş ve Peygamberimizde Ona Allahın iki eli veya kolu manasında Ubeydullah lakabını verdiği için)


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

ءَامَنَ ٱلرَّسُولُ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِۦ وَٱلْمُؤْمِنُونَ ۚ كُلٌّ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِۦ ۚ وَقَالُوا۟ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا ۖ غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ ٱلْمَصِيرُ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih, lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih, ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr.

Meali :

Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de iman ettiler. Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”

Sadakallahul Aziym Bakara 285. ayet

Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca

 

Schrems, 28 Nisan 2019 Pazar
Original Kar © glan

Author: RasitTunca

Bir yanıt yazın